Cumhuriyet sonsuza dek yaşayacak!
Sen tut, koca bir imparatorluk kur; anakaralarda toprak güç kazan... Sonra yüzyıllarca durduğun yerde dur, gözünü kulağını kapa... Kaç kez Viyana kapılarına dayandın da o kapıların ardındaki düşünsel, siyasal devrimleri merak etmedin; özgürlük şarkılarını, “matbaa”ların şıkırtısını duyamadın. Duyanın da harfini hevesini kırdın. Yüzyıllar içinde kökleşen yasak haramla hem sen korktun hem “ümmi ümmet kul” oluşu işine gelen halkı korkuttun. Uygulayımdaki yükselişleri, ekonomik savaşımları izleyemedin; gücün, toprakların azalırken çok güvendiğin yayılmacı “kapitülasyon”larla sakalı bıyığı kapıverdi. Özellikle ülkenin doğusunda kendi dilinde, dininde yüzlerce okul açtı. 1800’lerin sonunda uyanır gibi oldun. Kararan eğitimin, farkında olmadığın uygulayımın, ekonominin ucundan tutmak istedin; ama açtığın üniversitede hangi dilde eğitim yapacağını bile bilemedin. Bir zamanlar aşkları, tahtları için dedelerinden yardım dilenen, şimdi seni “hasta adam” belleyen sözde dostun ekonomine, orduna çörekleniverdi... İmzalayıverdiğin sözleşmeyle çoğunuzun şehzadeyken gördüğü, sonra unuttuğu Anadolu’ya yayılıverdi; topunu tüfeğini sarayının alnına dayayıverdi.
Bir yiğit komutan,........
© Cumhuriyet
visit website