Bir kez daha emriniz olur!
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor. Devlet Bahçeli’nin “Maksimalist taleplerden kaçınmalıyız” demesine karşı çıkıyor. Maksimalist, “en aşırı, en üst düzeyde” anlamına gelir. Az, çok, aşırı gibi ölçüler muhatapları ilgilendirir. Bunlar beni ilgilendirmez. Ama gene de Bakırhan’ın söyledikleri arasında beni dalayan yerler var. Demek ki alıntı yapacağız.
“Somut taleplerimiz şunlardır: Herkese aynı nazardan bakan ve herkesi kapsayan anayasal yurttaşlık istiyoruz. Kayyumların değil, halk iradesinin esas kabul edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Anadilde eğitim talep ediyoruz. TMK, TCK ve infaz başta olmak üzere temel yasal düzenlemelerin acilen hayata geçirilmesinin Türkiye’ye nefes aldıracağını biliyoruz. Hasta ve siyasi tutsakların serbest bırakılmasının vicdanları rahatlatacağını söylüyoruz. Bu talepler abartılı, uçuk ya da maksimalist değildir, çağdaş bir demokraside bulunması gereken asgari standartlardır.”
“Terörsüz Türkiye” isteniyor, bunun araçları, olanakları araştırılıyor. PKK istek ve hayallerini zorla kabul ettirmek için mücadele veriyor. Önüne gelen “barış” nedir, “süreç” nedir bilmeden barış sürecinden söz etmekte ve dilimizin en güzel sözcüklerinden “süreç” her anlamda kirletilmekte! “Süreç”in ne anlama geldiğini gerçekten bilen kaç kişi var?
“Süreç”in anlamını PKK elebaşı Duran Kalkan çok iyi biliyor ve “sürecin bu şekilde yürüyemeyeceğini” belirten terör örgütü elebaşı karşı tarafa rest çekiyor: “Herkes doğru oturup doğru konuşmalı. Böyle olmaz. Bu biçimde iş yürümez. Çözüm arayışı yoktur. Bizim yaptıklarımıza karşılık olumlu denecek herhangi bir şey yok. Komisyonu oyalıyorlar, oyalıyorlar, konuşuyorlar öyle. Ne olacağı belli olmayan bir şey var. Dağ doğura doğura fare doğuracak. Demokratik siyaset stratejisinde........© Cumhuriyet





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein