menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Uğursuz dönem

41 25
17.08.2024

1980’li yıllardan beri yaşadığımız Tevfik Fikret’in deyişiyle bir “devr-i şeamet”tir (uğursuz dönem).

O yıllardan bu yana bir “zulmet-i beyzâ”da (beyaz karanlık) yaşıyoruz.

Biçimsel demokrasinin gereği cahillik, din sömürücülüğü, zorbalıkla yöneltildiğimiz yaşam bunu düşündürüyor.

Özgürlüğü kanatarak insanların acıları üzerinde yükselen bu yaşam biçimi, yozluğu, çağdışılığı getirdi ülkemize.

Korkuyu çoğalttı sevgi yerine, suskuyu egemen kıldı, duyarsızlığı erdem, sevdayı ayıp yağmayı yasal saydı.

Köreldi kültür, utandı sanat, pes etti eğitim, küstü insan.

Ülkemizi “kıskaç altında”, “alacakaranlıkta”, “ahtapotun kollarında”, “örümcek ağında”, “bıçak sırtında”, “oltada”, “yağmalanan”, “uçurumun kenarında” olarak tanımladı aydınlarımız.

“Türkiye üzgün yurdum, güzel yurdum” dedi Ataol Behramoğlu.

İnsan aklına katılan “yeni” bilgiler, sözcükler, terimler, kavramlar, olayların yanı sıra, belleğe yerleştirilmesi gereken “eski” de var.

Şimdilerde, unutmamanın geleceği çiçekleyeceği, unutmanın yanlış olduğu günleri yaşıyoruz.

Yaşadığımız tarihsel dönemin gerçekliği,........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play