menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Masaldan uyandırın bizi!

24 1
24.08.2024

Bir ülkenin Lozan’la geçersiz kıldığı Sevr dayatması dünyanın efendisinin aklından hiç çıkmamış.

2. Dünya Savaşı’nı fırsat bilerek 1940’lı yıllardan başlayarak işbirlikçilerine uygulattığı politikalarla o ülkeyi hep yeni Sevr’e hazırlamış.

“Materyalist kirlenme”ye karşı Soğuk Savaş’tan sonra “Yeşil Kuşak” oluşturarak “İslamın canlandırılması” projesiyle siyasal yaşamda dini yönlendirici bir konuma getirmeye çalışmış.

Tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla siyasal yaşamın dışına atılan Nakşibendiliği, Nurculuğu ve daha nice tarikatı 1950’lerde siyasal yaşamda yeniden var etmeye başlamış.

Yöntemlerini değiştiren ve amaçlarına ulaşmak için açık şiddet yerine genel oyu gizli silah olarak seçen ve Sünniliğin siyasallaşması demek olan bu tarikatları işbirlikçi olarak seçmesinin nedeni, tarikat şeyhinin, “Beni serbest bırakınız. Elbirliğiyle komünistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına, Allah’ın birliğine hizmet edeyim” (Saidi Nursi-Şualar) sözleriymiş.

“İslam’ın canlandırılması” (yani ılımlı İslam) projesi bu tarikatların siyasette egemenliğinin sağlanması demekmiş.

Ilımlı İslamın kararını........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play