Beyaz Zambaklar Ülkesinde’nin çağrıştırdığı
Tokat’ta öğretmen okulu öğrencisiyken (1966-69) Köy Enstitüleri gerçeğinin sunduğu ışıkla yeni yeni karşılaşıyorduk.
Bizim Köy’le başlayıp Yılanların Öcü’yle, Karanlığın Kuvveti’yle süren fırtına, bir kitap seline atmıştı bizi.
İnce Memed, Bereketli Topraklar Üzerinde, Cemo, Mavi Sürgün bir ırmaktan bir ırmağa atıyor, okyanuslara kulaç atmamızı sağlıyordu.
Şiir okyanusuyla Nâzım Hikmet, güldürürken düşündüren Aziz Nesin, Kuyucaklı Yusuf’uyla Sabahattin Ali, Kızılırmak gibi coşan Hasan Hüseyin büyük ırmaklar olarak bu akışı hızlandırıyor, bize güç katıyordu.
Günyol’la, Dağlarca’yla buluşuyorduk, Kansu’yla, Suyu Arayan Adam’la, Tonguç’la Türkiye’nin Düzeni’yle...
O dönemde münazaralar yapılırdı ve “Tarihi, kahramanlar mı kitleler mi yaratır” konulu bir münazarada bizim ekip “kitleler” tezini savunacaktı.
Kahramanları savunanların malzemesi boldu, tarih, destanlar hep kahramanlık öyküleriyle doluydu, bizim ekibin neler diyeceğini düşünüyordum.
Köy Enstitülerinde okumuş bir meslek dersleri öğretmenimizin önerdiği Beyaz Zambaklar Ülkesinde’yi okulun kitaplığından alıp gece yarısına kadar........
© Cumhuriyet
visit website