menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Susulan sözlerin çığlık sesleri

75 2
26.01.2025

Sözcüklerin düşüncelerimizi ifadeye yetersiz kaldığı yerde, anlatıma seslerle vurgu yaparız. Örneğin “vıj” diye kaydı, deriz. “Vıj” sözcük değil, kayma eylemini betimlemeyi güçlendiren bir sestir.

Fazlasıyla iğrendiğimizi, öğürme eylemini taklit eden “öööğ” sesiyle dile getiririz. Kapılarımız “çat” diye açılır, “pat” diye kapanırlar. Gerçekler “dank” edince kafamıza, “küt” diye düşeriz yere. Sevinince “tıp tıp” atan yüreğimiz, “çıt” diye kırılıverir. “Hişt” der susturur, “hey” diye çağırır, “hay...” diye saydırırız.

Bebeklerle konuşurken kullandığımız bıdı bıdı, gıdı gıdı, ham ham gibi özgün hitaplar, “ceee!” demelerimiz; mıcık mıcık’lar, şapır şupur’lar, gacır gucur’lar, tıpış tıpış’lar, lüplüp’ler, loplop’lar, “eee?”ler, “ah!”lar, “vah”lar, “of”lar ve “eh”ler, hep belli bir duyguya vurgu yapan seslerdir.

Eski Yunancada bu seslere “onomatopea” denmiş, Fransızcaya “onomatope” olarak girmiştir.

Her dilin özgün müzikalitesine uygun “onomatope”leri vardır. Sözcüğü diriltip başka dillere de söyledikleri gibi kazandıran Fransızlar, örneğin bebekleri gıdıklarken “gli gli” sesini çıkarırlar, oysa biz “gıdı gıdı” deriz.

Kimi onomatope’ler evrensel bir anlam taşırlar. Kimileri seste aynı, anlamda ayrıdırlar. Biz Türkler “ah, evet”in ahından ne anlıyorsak........

© Cumhuriyet