Suriye kazanı...
Sağımız solumuz krizlerle dolu. Siyaseti, ekonomisi, şiddeti, geleceğe yönelik belirsizlik derken her koldan dert, kaygı yağıyor da yağıyor. İktidar cephesi krizlere yönelik sorumluluğu üstlenmemek adına yurttaşı “deli gündem” değişikliği içinde yora yora “Artık yeter, duymak görmek istemiyorum” dedirtme yollarını arıyor. Nasıl olsa yaz geldi, herkes bir bir dağılır dercesine. Ancak pek çok kamuoyu araştırması iktidar cephesini üzecek türden, CHP’ye destekte düşüş yok, artış var.
İktidar iç siyasetteki tükenmişliği, dıştan aldığı övgü kredileriyle örtebilme çabasında gibi. Ama işler öyle kolay değil, “övülmenin” ardında neler yattığı tartışmalı. Örneğin, Suriye konusundaki bilinmezlik sürüyor. İmralı açılımı, terör örgütü PKK’nin kendini feshetme kararı, bunun Suriye’de YPG’yi kapsayıp kapsamadığı derken gözler Trump yönetiminde. ABD daha önce duyurduğu gibi Suriye’de bazı üslerden çekiliyor ama YPG ile ittifaklığa da toz kondurmuyor. Şam’da Şara yönetimi uluslararası meşruiyet kazanma, ülkeye kaynak girişi sağlama arayışındayken bir diğer yanda ise birlikte yol yürüdüğü cihatçı gruplarla arasındaki gerilim artıyor. Şara’nın birliği sağlayıp sağlayamayacağı, aynı zamanda Suriye topraklarında işgalini sürdüren İsrail ile nasıl bir yol alacağı da sorular arasında. Ankara ile yakın Şara bir yandan da Washington’ın da desteğiyle zengin Körfez ülkeleriyle denge tutturma hedefinde. Bir ipte onlaca cambaz. Sonuç........
© Cumhuriyet
