menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Millet iradesi gücünü hatırlattı

35 35
24.03.2025

Bir iktidarın halk desteğini yitirmeye başlaması halinde nasıl bir yol izleyeceği, tarihsel sahnede nasıl tanımlanacağı açısından son derece önemli. Yurttaşın, muhalefetin tepkilerini yok saymak isteyen bir iktidar baskı ve sindirme politikasına sarılabilir. Hırstan gözü dönüp sadece “Ben karar verebilirim” diyerek körleşmiş bir siyasete sığınabilir. Bazen iktidarın tepesinde, sarayların kalın duvarları arasında halktan koparak, çıkarcı yandaşlarla etrafının çevrelenmesine seyirci kalabilir. “Kıssadan hisse” masallara da yansıyan “kral çıplak” haliyle asıl hesabı vereceği yurttaşa, seçmene karşı kör, sağır hale gelebilir.

Oysa çoğulcu, katılımcı demokrasilerde siyasetin yozlaşmasına, bir kişinin, partinin mutlak güç sarhoşluğuna kapılmasına karşı panzehir belli: Güçler ayrılığı ilkesi. İktidar aynı zamanda yasama, yürütme ve yargı olamaz. Demokratik, laik hukuk devletinde bu kuvvetler dengesi, adalet terazisidir de. Ufak bir hata bile bireyseltoplumsal özgürlükleri, iç barışı, ulusal birliği riske sokabilir.

Bugünkü tabloya gelirsek... Milyonlarca kişinin oyuyla seçilmiş İBB başkanı ve aynı zamanda CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olan İmamoğlu ve yakın çalışma ekibine yapılan operasyonlar, suçlamalar, hapis kararlarıyla birlikte yaşanan süreç ülkemizin demokratik........

© Cumhuriyet