menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CHP’yi kuşatma, ayrıştırma ve itibarsızlaştırma operasyonu

63 17
11.07.2025

CHP için İzmir’in, İzmir için de CHP’nin çok farklı bir anlamı var. İzmir, AKP’nin iktidara geldiği dönemden itibaren bu partiye geçit vermedi. Siyasi iktidar, bunca yıldır yerel - genel hiçbir seçimde İzmir’den vize alamadı. İzmir’in yerel yönetimi de çeyrek asırdır sosyal demokratların elinde bulunuyor.

Son 31 Mart 2024 yerel seçimleri sonrasında, CHP’nin kırmızısı tüm Ege’yi, hatta Batı Anadolu’yu kapladı. Ege’de başta büyükşehirler olmak üzere hemen tüm önemli kentler, CHP’li başkanlarca yönetiliyor. CHP’li başkanlar, kentlerinin ve dolayısıyla Ege’nin, Egelinin iradesini temsil ediyorlar.

İşte siyasi iktidar, yerel seçimlerde ve yerel yönetimlerde neredeyse tümden silindiği Ege’de, yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor. Bu bağlamda, siyasi rakibi CHP’li başkanları ve yerel yönetimleri, siyaseten yıpratmak istiyor. Geçmiş dönemler ve yerel yönetimler üzerinden muhalefetin sıkıştırılması ve siyaseten yıpratılması hedefleniyor.

Yıllar önce İzmir’de tartışılmış kentsel yenileme amaçlı yapı kooperatifleri uygulaması üzerinden, muhalefet ve yerel yönetim köşeye sıkıştırılmak isteniyor. Ortada yeni bir gelişme yokken, bunca zaman beklenilip de şimdi konunun bir şafak operasyonuna dönüştürülmesi doğrusu insanı düşündürüyor. Hele bu operasyonun kamuoyuna duyuruluş biçimi de oldukça dikkat çekiyor.

Buna benzer girişimler, yıllar önce İzmir’de yaşanmıştı. Dönemin CHP’li büyükşehir başkanı Aziz Kocaoğlu 397 yıl hapis istemiyle yargılanmıştı. Yıllarca yargılanan Kocaoğlu ile aralarında bizim de olduğumuz çalışma arkadaşları, sonuçta bütün suçlamalardan aklanmışlardı.

Geçmişte İzmir’de yaşananlar hiç unutulmamalı. Bu tür tartışmalı davalarda ve süreçlerde sıcak değerlendirmeler, çoğunlukla siyaset ağırlıklıdır. Hukuktan çok siyasi değerlendirmeler ağır basar. Önemli olan gelecekte yaşananların nasıl değerlendirileceğidir. İzmir bu konuda oldukça deneyimlidir. Tutuksuz yargılama esas olmalı, zorlama ve abartılı suçlamalarla yeri yurdu belli insanlar cezaevinde tutulmamalıdır.

Yerel yönetimler alanındaki tartışmalar, suçlamalar ve operasyonlar, yalnızca İzmir’den ibaret değil. Başta İstanbul olmak üzere birçok yerde muhalif başkanlar ve yerel yöneticiler, çeşitli suçlamalar altında bulunuyor. Elbette bunların her birinin farklı gerekçesi vardır. Ancak biz bunları, genel anlamda, iktidarın muhalif yönetimleri siyaseten silkeleme hamleleri olarak değerlendiriyoruz.

Bizim yaşadıklarımızdan ve tecrübelerimizden........

© Cumhuriyet