menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

78 1
18.05.2025

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık. Vasiyet ettiği gibi baba toprağı Adana’nın bereketli topraklarında derin bir uykuya dalacak. Hayır, Şerif Gören, Zeki Ökten, Atıf Yılmaz, Erden Kıral, Refik Durbaş ve Yaşar Kemal uykuya dalmasına izin vermeyecekler. Yaşar Kemal onu türkülerle karşılayacak; Atıf Yılmaz, “Hadi bir araya gelmişken bir film yapalım” diyerek kolları sıvayacak; Şerif Gören, Yılmaz Güney’in çekmek istediği gelişen olaylardan ötürü çekemediği Endişe filminin çekim günlerini yeniden anımsayacak, Zeki Ökten o hep muzip gülümsemesiyle, “Hoş geldin” diyecek “Artık tembellik zamanımız.” Erden Kıral itiraz edecek, “Öyle tembellik filan yok, genç yönetmenlerin filmlerini izleyip tartışacağız”. Elinde kalem kâğıt Refik Durbaş yeni bir şiire başlayacak adı da “Biz hepimiz devrime inanırdık”. Ali şaşıracak ve ardından Ataol Behramoğlu’nun “Bir Mutlaka” şiirini okuyup işe koyulacak. Bu arada sokak tiyatrosu yaparken çaldığı davulunu görüp gözleri ışıldayacak ve tokmağı alıp “Hayda!” diyerek vurmaya başlayacak.

Evet sevgili okurlarım Atlas Sineması’nda yapılacak anma törenini beklerken sinemanın kapısı önünde oturdum ve geçmişin tüm anıları kucağıma düştü. Gelip geçenler taşlara oturmuş bir kadının kendi kendine konuştuğunu gördüler, güldüğünü de. Tam o sırada Devrim İçin Hareket Tiyatrosu’nun can dostları 68’li Faruk Pekin ve Fahri Aral gelip yanıma oturdular. Faruk, “Işıl ne........

© Cumhuriyet