menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Allah aşkına nedir bu kırmızı kart?

61 29
12.01.2025

Sevgili dostlarım ocak ayındayız ve yaşadığım kent (İstanbul) vallahi billahi bahara girer gibi. Meteoroloji kentteki silme cam kaplı yüksek binaları yok saydığı için ikide bir “Kar gelecek, felaket olacak” uyarısı yapıyor ve biz boş yere kar bekliyoruz. Ortaçağda asiller ve ruhban sınıfı, sadece sefere giderken adam yerine konulan fakirlerden kendilerini uzak tutmak için kocaman kocaman şatolar yapmışlar. Eh biz de 21. yüzyılın ortaçağında yaşadığımız için tuzu kuru olanların yaşadığı milyon dolarlara satılan kocaman kocaman, camları açılmayan binaları yaptık. Siteler de yaptık ve telle çevirdik “Aman yoksullar topraklarımıza ayak atmasın!” “Ay fakirler buralara dadanmasın!” Siteler havuzsuz olur mu? Bekçisiz olur mu? Benim, bizim içme suyumuz havuzları dolduruyor. Ah bekçi dediniz de şu sokaklarda gezmesi beklenen bekçilere rastlayanınız oldu mu? Dünya kadar maaş alıp geceleri kahvede okey oynuyorlar. Yanarım yanarım bekçi kadar olamadığıma yanarım.

Peki biz fakirlerin durumu ne? Vallahi billahi elimiz kolumuz bağlı, cebimizde kırmızı kart dolaşıyoruz.

Şimdi gelelim bu kırmızı kart meselesine. Koskoca muhalefet lideri, elinde bir kırmızı kart bizlere sesleniyor: “Cebinizde bir kırmızı kart olsun ve sürekli her yerde bunu gösterin!” Kendimden misal veriyorum, Trabzonlu sevgili bir okurum benden artık sahaflarda bile bulunmayan “Kırmız Kedi” yayınlarından çıkmış “Kedilerin, Martıların ve Delilerin Zamanı” adlı hikâye kitabımı istiyor, bende de az kalmış, okurum öyle şirin bir dille kitabı istiyor ki tamam diyorum ve elimde kitap, bana yakın bir kargo şirketine gidiyorum. Aynı kargo şirketinden on beş gün önce bir dostuma yedi kitap göndermiş 165 lira ödeme parası çıkmıştı. Bir kitap ne kadar........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play