Tarımını kaybeden ülke
Türkiye tarımda vahim bir açmazla karşı karşıya bulunuyor: Tarım üreticisi kazanamıyor, gıda enflasyonunda Avrupa birincisiyiz (dünya dördüncüsü), milyonlarca yurttaş açlık sınırının altında yaşıyor ve yeterince beslenemiyor. Nasıl oldu da bir tarım ülkesiyken bu hale geldik?
Tarım sektörü ve gıda güvenliği bütün ülkeler için stratejik bir konudur. Çünkü devletin temel görevlerinden biri vatandaşlarının beslenme ihtiyacını karşılamaktır. Bu nedenle dünyada açlığa ve yoksulluğa son vermek, Birleşmiş Milletler’in de sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin başında gelir. Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası da bu amaçla oluşturulmuştur. Bu nedenle, akıl, bilim ve vicdanla yönetilen hiçbir ülkelerde, bizim gibi tarım sektörü ve gıda güvenliği serbest piyasa ekonomisinin neoliberal insafına terk edilmemiştir.
Bütün söylemlere rağmen tarımdaki gerçekler; Türkiye’de tarımsal potansiyelimize ilişkin kamunun elinde gerçekçi verilerin, analizlerin, bilimsel çalışmaların, talep tahminlerinin, arz planlamasının, uzun vadeli bir plan, strateji veya politika setinin bulunmadığını gösteriyor.
Cumhuriyet döneminde kurulan Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu, Yem Sanayi AŞ, Et ve Balık Kurumu, Şeker Fabrikaları AŞ ve TEKEL gibi işletmeler özelleştirildi. Bu işletmelerin, tarımda kendi alanlarıyla ilgili arz ve talebi regüle etme kapasiteleri vardı, bunu kaybettik.
Serbest piyasamızda neler oluyor? Daha önce yem fiyatları yükselince........
© Cumhuriyet
visit website