Bir ‘örgü’ meselesi
Ankara’da dallar çiçek açtı, derken kış yeniden bastırdı. Mayıs ayının hüzünlü yüzü kaldı bize. 1 Mayıslarda yitirdiklerimizle 6 Mayıs’ta idam sehpasına gönderilen üç fidanın sancısı ve acısı yeniden göğün alacasına yansıdı. Fukaralıkla, adaletsizlikle, kıyımla sınanırken, tarihimizden miras kasvetimiz birleşti. Oysa bahar demek, neşe, coşku, sevda, en önemlisi de umut demek! Geleceğe dair kurulan düşlere dair gerçek anlamda atılan en güzel adım demek. En çok gençliğe ve onun cesaretiyle güzel günlere yakışan mevsim bizi yanıltmaz, öyle değil mi?
***
Önceki gün, Onat Kutlar’dan ödünç alarak, “Bahar İsyancıdır” diye sayıklıyordum. Birgün gazetesinde Zeynep Altıok’un babacığı Metin Altıok’un dizesinden yazısına başlık koyduğu “Gençlik: Faltaşı Bir Göz” yazısını okurken düşündüm örgü örmenin dünya tarihiyle kurduğu ilişkiyi. Kadınların, sınıf çatışması ve tarihselleşme odağında evden, sonra fabrikalardan aile ekonomisine sağlanan o muazzam katkıyı. Örgü ören kadınların duygularıyla ilmek ilmek aslında hayatlarını dokuduklarını. Neden mi? Son dönemdeki gençlik hareketinin ilginç bulduğu ayrıntılarını aktarıyor Altıok. Bunlardan biri de Yıldız Teknik Üniversitesi’nden. Gençler, “Dayanışmayı ilmek ilmek örgütlüyor!” başlığı altında, herkesin tığ işi ya da şişle örülmüş 20x20 cm’yle “zanaat aktivizmine” katacağı yaratıcılıkla katkı sunmasını istiyor. Altıok gençlerin taleplerini şöyle yazmış, “Bu karelerin birleştirilmesiyle kolektif bir ürün olarak elde edilecek battaniyeleri kullanarak, direnişi ve boykotu örgü ve sanatımızla büyüteceğiz” diyorlar.
***
Örgünün tarihi çok eski, nitekim Antik Yunan’da da kadınlar örgü örer. Mitolojiye göre, Athena insanların yaptığı ince nakışların, işlemelerin koruyucusudur. Dokumayı kadınlara bağışlayan ve koruyanın, o olduğuna inanılmıştır. Resmedilen dokuma tezgâhı ağırlıkları üzerindeki Athena’nın kutsal hayvanı olarak bilinen baykuş figürleri de bunu kanıtlar hep. Tanrıçanın kendisi de dokumacıdır.........
© Cumhuriyet
