Teğmenler neden atıldı?
Beş teğmenimizin, Kara Kuvvetleri Yüksek Disiplin Kurulu’nun oylamasında, bütün siyasi baskılara karşın, yalnız beş üyeye karşı dört üyenin oyuyla ihraç edilmiş olmasının tepkileri hâlâ sürüyor.
40 yıl önce biri bana Türk ordusunda “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykıran teğmenler TSK’den ihraç edilecekler dese ben o kişiye şirazesi kaymış biri olarak bakardım. TSK’nin, hiçbir gücün yerinden oynatamayacağı şekilde Atatürk’e, onun devrimlerine, efsanesine, söylemlerine ve ebedi komutan sıfatına sonsuza dek bağlı, “dünyanın en sağlam kalesi” olduğunu söylerdim. Hem de en ufak bir tereddüt duymadan. Gelin görün ki işte o 40 yıl geçmiş ve benim sarsılmaz diye baktığım o kalede her şey değişmiş. Benim tanıdığım, gurur duyduğum “ordu”da, ancak “Mustafa Kemal’in askeriyiz” diye slogan atmayı reddedenler disipline verilebilir. Çünkü o, Türkiye Cumhuriyeti’nin yalnız kurucusu değil, ölümsüz önderi ve üzerinde yaşayan “onurlu insanların” tartışılmaz gururudur.
FETÖ’nün TSK’ye yönelik her türlü operasyonu 2007’de başlamış, orduya, polise ve yargıya sızmış olan alçaklar, gerek açtıkları hain ve utanmaz dava ve soruşturmalarla, gerek medya ve siyasetteki uzantılarıyla TSK’ye büyük bir darbe vurmuşlardır. Aslında ilk soruşturma için savcı geldiğinde, “Buyurun dosyanızı bırakın, iddialarınızı askeri yargıda değerlendiririz” denmeliydi. TSK’nin yıpratılması ve adım adım ana kimliğinden uzaklaştırılması o günlerde başlamış, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir numaralı bekçisi, hiç hak etmediği FETÖ’nün yalan ve iftiralarla dolu saçma sapan ve yüz kızartıcı kumpas........
© Cumhuriyet
