İzmir’de sokak röportajında söyledikleri yüzünden tutuklanan Dilruba Y. veya muhalefet oylarıyla parlamentoya giren ama AKP’ye geçme hamlesi içinde olan milletvekilleri gibi üstüne konuşulması gereken birçok önemli gündem var ama bizler şu anda bir soykırım-katliam tehlikesi ile karşı karşıyayız. Maalesef zamana karşı yarışıyoruz. Kim hangi yorumu yaparsa yapsın, bu yasanın şefkat dolu bir beraber yaşama senedi getirmediği malum! Hepimiz her yerde bu yasaya geçit vermeyeceğimizi söylüyoruz. Öte yandan katliam haberleri Türkiye’nin dört bir yanından üzerimize yağmaya devam ediyor. Edirne’de öldürülüp poşetlerde sahile atılan köpekler, Manisa’da süpürgeyle vura vura öldürülen kedi yavruları, Bartın’da başı kesilip apartmanların önüne atılan kediler, Ankara/Altındağ’da kazılan ölüm çukurundan çıkan bacakları kafa kesilmiş köpekler. “Hükümet de istediğine göre, hayvanların her türlü katli vaciptir!” Mantık bu kadar işliyor. Öte yandan Altındağ Barınağı önünde yapılan basın açıklamasında başörtülü bir kadın, barınakta bir köpeğin “Ne olur beni kurtarın” diye yalvarırcasına ağladığını anlattıktan sonra gözleri yaşarıyor. Altındağ Barınağı görevlisine, bu katliamların hesabını ahirette nasıl........

© Cumhuriyet