Hayatınızda kaç tıkanıklık var?
Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!
Ülke zaten tıkanmış. Anayasadaki en kritik maddeler göstermelik gibi. Rahmetli Özal’ın, tarihe kalan meşhur cümlesi “Anayasa bir kere delinse ne olur ki?” hâlâ kulaklarda yankılanıyor. Anayasa bugün delik deşik. O günlerde Turgut Bey’e demediğini bırakmayanlar, bugün ellerinden gelse onun heykelini dikecekler! Altı yaşında çocukların evlenebileceği konusunda açık vaaz vermiş bir yobaz, Boğaziçi Üniversitesi’ne gidip konuşma yapıyor ve onu eleştiren öğrencileri bekleyen yine aynı müdahale, ters kelepçe, soruşturma! Ekonomik tıkanma deseniz, halk artık pazara gidip fileye koyabileceği 5-6 sebze ile dört kişilik bir aileyi geçindirme konusunda bilim insanlarına konu olabilecek yaratıcılıklar peşinde koşuyor! Üniversiteliler, maddi ve manevi olarak canlı kalabilmenin sürrealist yollarını araştırıyorlar.
İmamoğlu olayında milyarlarca dolar kurban edilmişken, dolar dizginlenecek diye fiyatlar tavan yapmışken, ihracatçılar da ayrıca kan ağlıyor. Gençler ise hayalleri suya düştükçe gelecek endişesiyle isyan ediyorlar. Ama ortada “cankurtaran simidi” olarak atılabilecek bir vize randevusu bile yok. Gerçi ben onlara zaten ülkemizdeki mevzilerini kaybetmelerini tavsiye etmiyorum. Kararlarını Atatürk’e soracak olsalar büyük önder onlara “Kaçın gidin” mi derdi?
SOSYAL MEDYA TIKANIKLIKLARI
Sıkıntılardan uzaklaşmak için sosyal medyaya gireyim, kendi ortamlarımda biraz gezineyim........
© Cumhuriyet
