menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

27 2
yesterday

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı. Polislerin CHP İl Başkanlığı resmi binasını basması, itiş kakışla binlerce insana sıkılan kimyasal gazlar… Nefes alamayanlar, hastanelik olanlar, ezilenler, tartaklanan milletvekilleri, yok sayılan sıfatlar ve silinen “temel” cümleler: “Adalet mülkün temelidir.”

Tabii ki aklımıza Ekrem İmamoğlu’nun diploması yok sayıldıktan sonra söylediği “Bakın gülüyoruz ya, mesela ciddi 35 yıl sonra benim diplomamı iptal ettirmek isteyen bu kişi, yarın sizin 40 yıllık, 50 yıllık tapularınızı, arabalarınızı, bankadaki paralarınıza diplomam gibi çöker. Buradan söylüyorum bugün bana, yarın hepimize.”

Halk neye uğradığını şaşırdı. İstanbul birkaç saatte kanayan bir açık yara oldu; kanayan uzvu, demokrasiydi. Zaten yaralıydı ve şimdi oluk oluk kanıyor.

Bir insan kendini yerin dibine nasıl sokar, Pazartesi gününden itibaren gördük. Gürsel Tekin’in geçmişte il başkanı oluşu daha dün gibi gözümün önünde. O günlerde dik durarak mücadele ettiği faşistler, yobazlar, yolsuzlar acaba neden şimdi arkasında durdular, neden yandaş medya kendisini övüyor, hiç sordu mu kendisine? Bu işin nereye varacağını göremeyecek biri olmadığını biliyoruz. Acaba ileride yalnız kaldığında kendinden özür dileyecek mi, bilmiyorum. O küstah cümlesi hâlâ kulaklarımda: “Ortada bir cenaze var, kaldırmayalım da koksun mu?” Tekin’in bundan sonra hiçbir CHP binasına rahatça girebileceğine inanmıyorum. Çok pişman olacak ama bunun hiçbir değeri de kalmamış olacak. 9 Eylül kutlamalarında Taksim Meydanı’nda o kalabalığın ortasında, 2 metre önümde konuşan Genel Başkan Özgür Özel, “CHP’ye kötülük yapan, anamın oğlu olsa affetmem” sözlerini büyük alkışlar arasında kullandı. Sade parti üyeleri en az Genel Başkan kadar kendisine........

© Cumhuriyet