menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

27 11
29.05.2025

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz. Sonra televizyonda sesi yankılanan bir siyasinin sanki bizim sözlerimizle konuştuğunu görüp mest oluyoruz, sonra hemen ardından çevremizden birinin patavatsızlığı geliyor.

Beni mutlu eden (bazen de üzen) merkezlerden biri Fenerbahçe Spor Kulübü. Yalnız Fenerbahçeliler değil tüm Türkiye çok mutlu olmalı çünkü dünyanın en büyük spor kulübü, Fenerbahçe. Bunu sadece Avrupa Euroleague şampiyonluğunu Monaco’yu net bir skorla yenip kazandığı için söylemiyorum. Hem erkeklerde hem kadınlarda hem basketbolda, futbolda, voleybolda hem yüzücülükte, kürekte, boksta, masa tenisinde hem atletizmde hem basket tekerlekli sandalye takımında şampiyonluk mücadelesi veren, ulusal ve uluslararası başarı kazanan, olimpiyatlara sporcu yollayan, madalyalar toplayan başka bir spor kulübü dünyanın hiçbir yerinde yok. Ne Real Madrid ne Barcelona ne Paris Saint Germain ne Manchester United ne Bayern ne Benfica ne Santos ne River Plate ne Racing Club ne de başkası... Yani Fenerium mağazalarında satılan “Dünyanın en büyük spor kulübü” sözleri havaya söylenmiş bir slogan olmaktan çok uzak. Tabii bunlara genel duruşunu, yani Atatürkçülüğe ve laik demokratik Cumhuriyete bağlılığını ifade etmek için elinden geleni yapmasını, “He for She” kampanyasıyla kadın erkek eşitliği için en önemli adımları atmasını eklediğinizde daha da çok ışıldıyor. Türkiye’de sporu yalnız futbol zannedenler çok olduğu için, hemen şamataya vurup “Fenerbahçe şu........

© Cumhuriyet