Bir sosyal medya filozofu, Güneri Cıvaoğlu ve Ajda
Alttaki cümleler Instagram’da dolaşıyor. Sahibini araştırdım, bulamadım. Okuyacağınız satırların aslında aynen yaşanacağını çok iyi biliyoruz ama yine de bu sade, derin ve çarpıcı kelimeler gerçekleri suratımıza kamçı gibi vuruyor. İzninizle öncelikle orijinali İngilizce olan bu metni sizinle paylaşmak istiyorum:
“100 yıl sonra, 2124 yılı geldiğinde, hepimiz, akrabalarımız ve arkadaşlarımız ölmüş olacağız.
Zorluklarla yaptığımız evlerde artık yabancılar yaşayacak ve bugün sahip olduğumuz her şeye, bir servete mal olan o arabaya bile, onlar sahip olacaklar.
Torunlarımız, kim olduğumuzu neredeyse hiç bilmeyecek. Kaçımız büyükbabasının babasını biliyor?
Ölümümüzden sonra birkaç yıl hatırlanacağız ve birkaç yıl sonra hikayemiz, fotoğraflarımız, yaptıklarımız tarihin tozlu raflarında kaybolacak; hatıralarda bile artık olmayacağız.
Belki bir gün bu soruları analiz etmeyi bırakırsak, her şeyi elde etme hayalinin aslında ne kadar cehalet ve zayıflık dolu olduğunu anlayabiliriz. Sürekli daha fazlasına sahip olma isteği ve hayatta gerçekten önemli olana zaman ayırmamak...
Bütün bunları değiştirmek isterdim; yaşamak ve tadını çıkarmak isterdim, çıkılmamış o yürüyüşlere çıkmak, çocuklarımız ve sevdiklerimizden esirgediğimiz o sarılmaları ve öpücükleri yaşamak isterdim; çünkü hayatın asıl anlamı bu.”
Üst üste birkaç kere okuduktan sonra gününüzü yarınınızı tekrar gözden geçirin. Özellikle bugün zamanınızı nasıl geçireceğinize bakın… Bir arkadaşınızı arayacak mısınız? Çocuğunuzla lunaparka, restorana veya eğlenmeye gidecek misiniz? Arkadaşlarınızla bir meyhanede maç izleyecek misiniz? Boğaza veya başka bir manzaraya karşı iki tahta tabure atıp uzaklara dalacak mısınız? Bugün yapacak hiçbir işi olmayan kedinizi evde takip edip onunla oynamayı, onu “şevkatleyip” sonra da beraber uyuyarak gerçek rüyalar görecek misiniz? Yaşadığınız şehrin ömrünüzde hiç gitmediğiniz sokaklarını bütün gün yürüyerek keşfe çıkacak mısınız?
Korona günlerinde 65 yaşından büyüklerin çıkma haklarının ellerinden alınmasına büyük tepki veriyordum. Yaşlı insanlara karşı yapılan büyük bir haksızlık vardı benim gözümde… Sonra çok komik bir şey oldu, haklarını korumak için makaleler döşendiğim ülkemin yaşlı insanlarından yalnız bir yıl daha genç olduğumun farkına vardım. Nedense kendimi onların yanında çok genç sanıyordum. O gün bir şok yaşadım. Çok komik bir şok.
Neden bilmiyorum, neye güvenip kendimi........
© Cumhuriyet
visit website