menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir büyük veda daha…

53 8
05.09.2024

Aslında ana gündemim yine CHP’nin Tüzük Kurultayı olacaktı, ancak değerli meslektaşım Mehmet Güleryüz’ün ani vefatı bizi derinden sarstı.

Tüzük hakkında kısa birkaç not eklemekle yetineceğim: Yıllardır ve son iki haftadır yazdıklarıma ekleyebileceğim çok önemli bir iki madde var. Geçen hafta da detaylı anlattığım, 2003’teki kurultay günü yaşanan ve artçı şokları bugüne kadar süren tüzük darbesinin CHP tarihinde bir daha hiçbir şekilde yaşanmaması için şu maddenin kesinlikle eklenmesi lazım:

“Genel Başkan veya MKYK veya Parti Meclisi, CHP Kurultayı’ndan altı ay öncesinden itibaren hiçbir tüzük değişikliği öneremez, Parti’nin işleyiş çarkını, yöneticilerin ve adayların seçilme yöntemlerini değiştiremez.”

Neden bu maddenin tüzüğe eklenmesi şart? Çünkü 2003’te hiçbir faşist partide bile görülmeyen bu kabul edilemez hak ihlali, CHP’nin prestijini yerle bir eden yöntemlerle Genel Başkan seçimine geçmeye birkaç saat kala gerçekleşti ve siyasi haklar gasp edildi. Bu yüz kızartıcı uygulamanın bir daha gelecekte hiçbir yönetim tarafından gündeme bile gelememesi için bu ek maddenin konması şart.

Bunun dışında, yıllardır dillendirdiğimiz “Parti’nin halka açılması - Adayların tüm üyeler tarafından her bölgede yapılacak önseçimlerle belirlenmesi - Delegeler iki farklı genel başkan adayına imza verebilsinler ve böylece Tüzüğün “genel başkan gizli oy, açık tasnifle seçilir” maddesi ihlal edilmiş olmasın (aksi taktirde tek adaya deklare imzalarla kimin kimi seçtiği açığa vurulmuş oluyor) - Kadın ve gençlere gerçekten uygulanacak kontenjanlar ayrılması – Dönem sınırlanması - İki dönem başarısız Genel Başkan ve MKYK’nın istifası ve benzer sayısız demokratikleşme formülü umarım yaşama geçer. Bunları defalarca yazmak, genel başkanlara, grup başkan vekillerine ve yöneticilere dillendirmek ve hatta yayınlamak dışında, daha ne yapılabilir ki? Gerisini Ankara’da Tüzük Kurultayı’nda yaşayarak göreceğiz…

Bazı ölümleri veya ağır tarihi dönemeçleri nerede öğrendiğinizi, kötü haberin size ne zaman nerede ulaştığını hiçbir zaman unutmazsınız. Fenerbahçe TV’de programımı yapmış, Avrupa yakasına giden köprüye doğru yol alıyordum. Bodrum’dan arabayla döneli henüz 12 saat olmuştu. Yorgundum. Sibel aradı, ağlayan bir sesle “Vasıf’ın sitesinde okudum, Mehmet Güleryüz ölmüş” diyebildi…

İnanamadım. Diğer hatta ablamla yaptığım konuşmayı mecburen yarıda kestim. Haber hiçbir sitede yoktu. Acaba bazen olduğu gibi yanlış bir bilgi mi yayılmıştı diye ümitlendim. Vasıf’ı, Mehmet’in oğlu Kerimcan’ı, hatta bir umutla Mehmet’in Paris numarasını aradım. Yanıt alamadım hiçbirinden. Haber sitelerinde hala bir şey yoktu, yarım saat canlı kaldı umutlar... Sonra maalesef Oksijen Gazetesi’nin sitesinde rastladım o soğuk satırlara. Vasıf zaten emin olmadan böyle bir haberi........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play