menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Masadaki 17 sayfa

304 29
02.07.2025

Günlerdir düşünüyorum: Fatih Altaylı o gün yayın yapmasaydı, yapsaydı da Emre o soruyu sormasaydı yahut sorsaydı da tarihsel gerçekleri hatırlatan yanıtlar verilmeseydi ne olurdu?

Cevabı yine kendim vereyim: Fatih Altaylı bir gün yine tutuklanırdı. Zira “suça” şüpheli değil, “şüpheliye” suç aranıyordu.

Masamda 17 sayfalık bir dilekçe var. Avukatlar Rezzan Aydınoğlu ile Ömer Teker, İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliği’ne yani Altaylı’yı tutuklayan mahkemeye sundu. Tutuklama kararına itiraz ediyor ve Altaylı’nın tahliyesini talep ediyorlar.

Hukuksuzluğu kanıksamamız için gösterilen onca çabaya rağmen hukuka sarılacağım ve o dilekçeden bazı özet alıntılar paylaşacağım:

1- Müvekkilimiz Fatih Altaylı Türk milletinin sandığı sevdiğini, demokrasiye inandığını belirterek kendisini idare edenleri her zaman kendisinin seçtiğini ve seçimi daima elinde tutmayı istediğini anlatmıştır. Müvekkilimiz bu konuyu anlatırken Tanzimat’tan önceye de yani seçimler yapılmadan öncesine ilişkin de tarihi bilgiler vermiştir.

2- Ancak sosyal medyada, konu ile ilgili 3 dakikadan fazla süren bölümün 3 saniyelik kısmı kasten ve bilerek kesilmiş, montajlanmış, anlamı değiştirilerek paylaşıma sokulmuştur. Cumhurbaşkanı başdanışmanı da bu 3 saniyelik kesilmiş, anlamı değişmiş, montajlanmış metni........

© Cumhuriyet