Müşfik Kenter’i anarken...
1932’de İstanbul’da doğdu. Olga Cynthia (Nadide) ve diplomat Ahmet Naci Kenter’in beş çocuğunun en küçüğüydü. Ankara’da Devlet Konservatuvarı’nı bitirdi. Daha sonra kendisinden dört yaş büyük ablası Yıldız Kenter gibi Ankara Devlet Tiyatrosu’ndan ayrıldı ve iki kardeş, Muhsin Ertuğrul’un önerisi üstüne 1959’da İstanbul’a tiyatro yapmaya geldiler. Müşfik Kenter o gün bugündür, Türk tiyatrosunun sönmeyen yıldızı ve 1940-50-60 kuşakları için “sahnelerin en yakışıklı prensi”dir. 2012 Ağustos’unda, 80 yaşındayken dünyamızı terk ettiğinde bile idolümüz olmayı sürdürmekteydi. 2000’li yıllarda doğanların yaşı onu sahnede izlemeye yetmedi. Bu yazı daha çok Müşfik Kenter’in çağdaşı olma mutluluğunu yaşayamamış gençler içindir. Kenter kardeşlerin İstanbul’daki ilk oyunları olan “Salıncakta İki Kişi”, güldüren ve hüzünlendiren iki kişilik bir sahne metniydi. Yıldız Kenter’in parlattığı oyunun izleyicileri, öncelikle, 18 yaş dolayındaki biz üniversite öğrencileri ve bizden önceki iki kuşaktı. 27 yaşındaki Müşfik 30’larındaki genç adam rolünde, ablasıyla öyle ustaca paslaşıyordu ki aralarındaki yaş farkını ve iki oyuncunun kardeş olduğunu bir an bile fark etmeden oyuna kapılıp gidiyordunuz.
Bu oyundaki Müşfik’in aktörlüğünde özümsediğiniz, jest, mimik ve ses kullanımında alışılmış dışı bir bireşim sunduğu “alaycılık” ve “hüzün”dür. Bu iki karşıt özellik, onun yorumlarında birbiriyle şaşırtıcı bir uyum içindedir. Müşfik’in yıllar boyunca, ülkenin benzersiz........
© Cumhuriyet
visit website