İnsan idrak ettiği ruha benzer
Aleksandr Puşkin, “dramatik büyünün titreştirdiği düş gücümüzün üç telinden” söz eder. Bunlar; gülme, acıma ve dehşettir. Vsevolod Meyerhold ise Charlie Chaplin ve Sergey Ayzenştayn’ı karşılaştırırken, her iki sinemacıda bu “üç tel”in ne denli ustalıkla kullanıldığına değindikten sonra, bir ayrım yapar: “Chaplin’de gülmece ve acımanın ön planda olduğunu, dehşetin gölgede kaldığını söyleyebiliriz oysa Ayzenştayn’da gülmece geri plana kayarken acıma ve dehşet öne çıkar.”
Günümüzde, özellikle 20. yüzyıl sonundan itibaren yaygınlaşan ve son yıllarda kazandığı baş döndürücü ivmeyle adeta dünyanın çehresini değiştiren bir iletişim devrimiyle karşı karşıyayız. Bildiğimiz, tanıdığımız kültürel kodlar sarsılıyor, geçen yüzyılın ürünü olan ekonomik ve siyasal kabuller, kurumlar temellerinden çatırdıyor, ufukta sislerin arasında bir şeyler şekilleniyor ama onların ne olduğunu, bizi nasıl bir dünyaya doğru taşıyacaklarını, ne yönde evrileceklerini öngörmek olanaksız. Şimdiden birçok mesleğin, nesli tükenen veya insan tarafından tüketilen canlılar gibi, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu söyleniyor. Yapay zekânın engellenemez yükselişine otoriter ve popülist, yer yer faşist hareketlerin iktidara yürümeleri........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein