Buzdağının altı
Heiner Müller kuşkusuz çağımızın en “evrensel” oyun yazarlarından biridir. Bunun nedeni sadece bir grubu, ulusu, sınıfı veya kültürü değil çağdaş insanlığın bütününü ilgilendiren sorular sorması, insanlığın karşı karşıya olduğu tehditleri, yaşadığı travmaları zengin bir imgelem gücüyle sahneye taşımasıdır.
Müller, kendisine yapıştırılan etiketlere hep meydan okumuş, geçmişte yaptığı açıklamaları defalarca reddetmiş, dünya ve dünya hakkındaki algısı değiştikçe görüşlerinin de değiştiğini ifade etmiştir.
Bir röportajda sorulan, “Size göre postmodern drama, postmodern tiyatro nedir” sorusuna verdiği esprili yanıt da bunun kanıtıdır: “Benim bildiğim tek postmodernist, postanede çalışan bir modernist olan August Stramm’dı.” Ünlü Alman şair Stramm gerçekten de uzun yıllar postane idaresinde çalışmıştı.
1991’de Marsilya’da, Toursky Tiyatrosu’nda Uluslararası Akdeniz Tiyatro Enstitüsü tarafından düzenlenen bir toplantıya katılmıştım. Konu, çağımızda trajedi yazımı, konuşmacı Heiner Müller’di. Şöyle bir cümle kurdu: “Aslında çağımız trajedi çağı ama trajedi yazılmıyor artık, trajedi yazarı çıkmıyor. Bu nedenle, dönüp dönüp eski trajedileri günümüze taşıma gereksinimini duyuyoruz.” Evet, çağımız gerçekten de bir trajedi çağı. Ama günümüzün iletişim........
© Cumhuriyet
visit website