Monşersiz diplomasi
Binlerce tanımı var. Biri de şu: “Diplomasi, ülkesinin çıkarı uğruna vatanperverane yalan söyleme sanatı!”
Oysa ki ülke çıkarı, vatan ve yalan birleşince akla diplomattan önce çok afedersiniz, belli bir politikacı tipi geliyor.
Ancak “Şeytan’ın Sözlüğü”nün yazarı Ambrose Bierce (1842-1914) böyle düşünmüyor. O ille de “diplomat” diyor ve ekliyor: “Vatan ve ülke çıkarı eğer silaha başvurulmamışsa ancak ve ancak yalanla savunulabilir!”
Yalan elbette gerçeğin tam tersi demek.
Ama gerçeği ters çevirmeden eğip bükerek de yalan söylemek mümkün.
Bu konudaki en güncel, en şen şakrak örneği geçen gün iktidarın başdanışmanlardan birine şu soruyu yönelten Bülent Arınç verdi: “Sen kimin yarisin yavrum, her yanın oynak?”
Bir de İngilizlerin atasözümsü bir özdeyişleri var: “En iyi politika, dürüst olmaktır. (The best policy is honesty.)”
Onurlarının gereği değil de politika icabı dürüst olanlar, ne kadar dürüsttür?
Bu derin ve dikenli bir soru. Bir başka günün konusu.
***
İlk çeyreğini idrak etmekte olduğumuz 21. yüzyıl yalnız kurumları ve bireyleri değil; dünya ile birlikte kavramları da yenilemeye zorluyor.
Devlet katında vatanperverane yalan söyleme sanatı diye tanımlanan diplomasi kavramı ise giderek genişleyip genleşiyor.
Diplomasi elbette savaş kadar eski bir kavram.
Hz. Âdem’in oğuları........
© Cumhuriyet
![](https://xhcrv35j.dev.cdn.imgeng.in/img/icon/go.png)