menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Başbuğdan Bahçeli’ye vasiyet mi?

97 9
25.05.2025

Bu bir “belge” yazı.

Bu salı, onlarca yıllık resmi tatilimiz, bayramımız 27 Mayıs 1960 “ihtilalinin” 65. yıldönümü. Benim de kişisel tarihçemin!

Şairin kan uykularda iken dediği bir gece yarısı sonuna kadar açılmış evin altı lambalı radyosundan çıkan o davudi sesle uyanmış bir ilkokul çocuğunun gazeteci olup sesin sahibi ile yaptığı teypli röportajın belgesidir.

“Sevgili vatandaşlar, bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır. (...) Bu harekâta, Silahlı Kuvvetlerimiz partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak amacıyla girişmiş bulunmaktadır. Bu teşebbüs hiçbir şahsa veya zümreye karşı değildir. (...) Kabineye mensup şahsiyetlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sığınmalarınırica ederiz.”

***

“Kabineye mensup şahsiyetlerden” Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan, bu ricayı kıramadı, teslim oldu. Ve üçü de Silahlı Kuvvetler’in daha az kibar bir kesimin kararıyla, bu kibarlığın bedelini asılarak ödedi.

“İhtilalin davudi anonsçusu” Kurmay Albay Alparslan Türkeş, sürüden ayrıldığı için Hindistan’a sürülmüş, sivilleşip parti kurmuş ve Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı olmuştu.

Eski bir Cumhuriyet muhabirinin dileğini kırmayacak kadar yine kibardı. Dönemin ünlü siyasi magazin dergisi Aktüel’e konuşmayı kabul etti.

Bahçelievler’deki ünlü genel merkezde kıdemli ve mevcutlu olarak huzuruna, elde teyp ve mikrofonla kabul edildik. Tarih 15 Nisan 1994.

Siyasi partiler o günlerde de “uzlaşmaz tutum” içindeydiler.

Kıdemli kurmay albaylığının altın........

© Cumhuriyet