Trump açık sözlü bir kişi!
Milas’a bağlı Kıyıkışlacık-İasos’u bilir misiniz? Hani şu, balık pazarı ve deniz suyu katmadan içilemeyecek kadar kötü şarabı ile ünlü antik kentimiz. Mandalya-Güllük Körfezi’nin sonunda, Asin Körfezi’nde, küçük bir yarımadanın üzerindeki, tarihi MÖ 3000’li yıllara dayanan kent. Ulusal mirasımızın önemli bir öğesi. Arkeolojik sit alanı. Etrafındaki deniz, dalışa bile yasak bölge.
Özel bir şirket buraya maden yükleme iskelesi yapıyor. Deniz dibi, 14 metre kazılıyor ve hafriyat, Türkbükü önlerinde denize dökülüyor. Koruma kurulu kendi kararını yok sayarak; yargı da proje aleyhine açılan davaları sürüncemede bırakarak şirkete arka çıkıyor. Latmos Dağları’ndan, doğayı yok ederek çıkarılan maden bu iskeleden yurtdışına götürülecek. İasos tek örnek de değil.
Erzincan-İliç’i, mitolojinin ünlü İda-Kaz Dağları’nı ve daha nice bulunmaz doğa parçasını yok ederek altın ve değerli maden çıkaran madencilik hep böyle çalışıyor. Ülkenin ormanları, zeytinlikleri, su kaynakları, bazıları sadece Türkiye’ye özgü -endemik- flora ve faunası, tarihi yok ediliyor. Madenlerde köle gibi çalıştırılan vatandaşlarımız toplu halde ölüyorlar.
Altın ve değerli madenler, neredeyse tek gramı ülkemize kalmadan, yurtdışına götürülüyor. Yaratılan değerin büyüklüğü düşünüldüğünde, aradaki taşeron Türk firmalarının kazancı ihmal edilebilecek düzeyde. Tıkır tıkır işleyen hatta bu talanı önlemeye çalışanlara karşı........
© Cumhuriyet
