Sekiz yangından biri, bizim Kıyıkışlacık köyündeki çam ormanlarındaydı. Tabii, Antik İasos olarak bilinen Kıyıkışlacık da tehdit altındaydı. Hatırlarsanız, 2021’de iki kez yangın çıkınca evi tahliye etmek zorunda kalmıştık.

Bu kez İstanbul’daydık ve uzaktan izlemek çok daha azap vericiymiş. Her an dostlardan, komşulardan haber alabilmek, bunları beyin fırtınasıyla değerlendirmek, uykusuz kalmak bizi gerçekten yıprattı. Televizyon başında, dinlediğim haberleri, içim kavrula kavrula izledim. Ege'nin incisi, Ege'nin kalbi olan ormanlarımız gözlerimizin önünde yok oldu.

Rüzgarın bütün kuvvetiyle esmesiyle göğe yükselen alevleri çaresizce izlemek bizlerin gücüne gidiyor. Gece görüşlü uçakların ve helikopterlerin hala ısrarla alınmaması veya kiralanmaması nedeniyle, karanlıkta söndürme olanakları sadece insan gücüne bırakılmış. Gönüllüler, canla başla alevlerle mücadele etmiş, tankerler denizden su taşımış, kürek ve kazmalarla söndürme savaşına girmişler, traktörleri cesurca ateşe sürmüşler.........

© CNN Türk