Marmaris – ÖÇK ve Çevre
Mayıs ayı çok hareketli geçiyor.
Bir yandan frene basmaksızın devam eden doğa katliamlarını çok büyük bir üzüntüyle izliyorum. Diğer yandan geçmişte yapılan doğayı koruyucu reform ve çalışmaları anlatıyorum. Belki inanmayacaksınız ama dünyada doğa tahribatı olimpiyatı yapılsaydı eğer, açık farkla şampiyon olurduk. Dünyanın en güzel ülkesinin doğal zenginliği böylesine tahrip edilemezdi çünkü. Hani zenginlik çeşidimizin birine zarar versek neyse, tümünü hırpaladık, kestik, yaktık, mahvettik. Denizimizi, göllerimizi, nehir ve ırmaklarımızı, tüm akarsularımızı kirlettik. Dağlarımızı, ormanlarımızı delik deşik ettik.
Oysa geçmişte ne güzel koruma önlemleri vardı Türkiye’nin, ne güzel sivil toplum kuruluş çalışmaları vardı. Bir TEMA, bir ÇEKÜL, bir TURMEPA unutulur mu hiç? Gerçi bugün de varlar ama etkileri hayli cılız artık. O eski liderler, heyecanlar filan kalmadı gibi. Her şey yaşlanıyor işte… Devletin koruma sistemi de iyiydi 30-40 yıl önce. Milli Parklar, Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlükleri, sonradan rahmetli Özal döneminde kurulan Özel Çevre Koruma Kurulu, Çevre Bakanlığı, dünyanın örnek aldığı çevre izcileri… Müthiş projelerdi, müthiş çalışmalardı bunlar. Son çeyrek asırda, koruma kavram, karar ve kurumları iyice sulandı, iyice siyasallaştı ve tam bir kargaşa ortamına düştü. Nereden nereye geldik işte…
Mayıs’ın ilk haftasında Marmaris’in dünü-bugünü-yarınını anlattım tazelenme üniversitesinin gönlü genç öğrencilerine. Armutalan Kültür Merkezi’ndeki bu söyleşimde, dünün imkansızlıklarını, yollar olmadığı için Marmaris’e varış zahmetlerini, elektriği olmayan........
© Bodrum Gündem
