Farklı bir bayram geçirdi Bodrum.

Öncekilere nazaran daha sakindi. Kente 50 bin araç girmesine rağmen, öyle trafik yoğunluğu pek yaşanmadı. Gerçi Gümbet, Bitez, Ortakent kavşakları yine zorlandı ama, İstanbul trafiğine benzer görüntülere pek rastlanmadı. Buna ekonomik nedenlerle gelenlerin azlığı, belki yeni trafik cezalarının fazlalığı ve okulların henüz tatile girmemesi yol açmış olabilir. Oteller, tatil köyleri, pansiyonlar yüzde 85 dolu filan değildi. Bir yüzde vermek kolay değil ama dolusu da, yarı dolusu da, sinek avlayanı da vardı. Fiyatlar geçen yıla göre elbette daha pahalıydı, Yiyeceğin, içeceğin, elektriğin, personel ücretinin devamlı arttığı bir ülkede ucuz bir işletme bulunamaz elbette. Buna rağmen bazı marka ve ünlü lokantalarda hatırı sayılır bir kalabalık, hatta sıra beklemeler bile görüldü.

Bodrum çok pahalı bulunuyor, çok eleştiriliyor ama pahalı yeri de var, herkesin kesesine uygun yerleri de… Üstelik yasaya göre fiyatlar da kapılara asılmış. Pahalıysa girme ama öyle hesaplı ve güzel yerler de var ki, bunları kimse söylemiyor. Hala 2000 liraya lahmacun hikâyesi yazılıp çiziliyor. 120-150 liraya harika lahmacun yapan yerler var ki, dayanamayıp ben bile yedim. Ama rakı balık dedin mi, elbette faturalar değişiyor hemen. Rakının fiyatı ülkemizde neredeyse viskiyi bile geçti. Balığa gelince o zaten öteden beri pahalı… Bodrum’un ucuz bir kent olduğu söylenemez. Hele kiralar ateş pahası, ulaşım da öyle. Minibüs ve otobüs fiyatları, akaryakıta sürekli yapılan zamma paralel uçtu gitti. Marketlerin, semt pazarlarının gıda etiketleri inanılır gibi değil. Her şeyin her gün fiyatı artar mı?........

© Bodrum Gündem