Ahlak Mücadelesi
İktidar Ekrem İmamoğlu’na karşı savaşını yaygın tutuklama gibi yöntemlere döndürünce o savaşla birlikte “bu ülkede siyaset yapma” tarzını da değiştirmiş oldu. Siyaset ister istemez gerginlik içeren bir etkinliktir. Türkiye’de siyaset yapmak her zaman yoğun gerginlik içermiştir. Ama AKP bu son girişimleriyle Türkiye’nin alışık olduğu ölçülerin adamakıllı üstüne tırmandı ve tırmandırdı.
İlk ağızda son günlerde sık sık karşımıza çıkan “düşman hukuku” etkeni var. Siyaset dünyasının aktörleri birbirlerine “canım, cicim” diyerek sarılmazlar. Ama siyasi rakibe düşman ülkenin askeri muamelesi çekmek de normal görülmez. Siyaset kırıcı, inciti olabilir, çok zaman öyledir. Ama her türlü ahlaki ilkeyi çiğneyerek rakibi (“düşmanı”) yok etmek demek de değildir. AKP epey bir süreden beri bu ikincisini, düzenli bir biçimde, dozunu artırarak uyguluyor.
Normal olarak rakibin mümkün olan her türlü zaafından yararlanarak toplumun desteğini almaya çalışırız. Ama “buradan öteye geçilmez” diye bellediğimiz sınırlar da vardır. Onları aşınca kendi cephemizdeki “cengaverleri” bile kızdırabiliriz. AKP oldukça erken bir tarihten başlayarak bu gibi sınırları kaldırdı.
Neler yaptığından örnek vermekle uğraşmak istemiyorum. Bunlar çok söylendi, ayrıntılı olarak gösterildi. Birkaç genelleme üstünde durup bir değerlendirme yapmak istiyorum.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon