“Görevliler, görevini yapmaz. Politikacılar, konuşur ama hiçbir şey söylemezler. Seçmenler, oy kullanır ama seçemezler. Bilgilendirme medyası bilgilendirmez. Okullar cahillik öğretir. Yargıçlar, kurbanları cezalandırır. Ordular, kendi vatandaşlarıyla savaşır. Polisler, suç işlemekten, suçla savaşmaya zaman bulamaz. Kârlar özelleştirilirken iflaslar kamulaştırılır. Para, insandan özgürdür. İnsanlar nesnelerin hizmetindedir,” der Eduardo Galeano, 1998 senesinde yayınlanan ‘Upside Down’ (Tepetaklak) kitabında, uzaklardan bakarken ülke hallerini hatırlatan. Derler ki, vicdan insanın içindeki tanrıdır. naçizane görüşüm, ülkenin vicdana, merhamete, dürüstlüğe, iyiliğe ve en önemlisi adalete ihtiyacı var, malum adaletin olmadığı yerde huzur olmuyor.

Dönelim futbola… Mart sonunda, güneşli bir Londra gününde Federasyon Kupası’nda çeyrek final maçları… Londra’nın iki dişli takımı Craven Cottege Stadı’nda karşı karşıya. Kupa tarihinde bu maç öncesinde sadece bir kez karşılaşmışlar, Palace Şubat 1907’de ikinci tur rövanş maçını 1-0 kazanmış. İki takım arasındaki maçlarda Palace, Fulham'a karşı son altı deplasman maçında yenilmedi (G3 B3). Bu sezon ligde Craven Cottage'da 2-0 kazandılar, bir sezonda deplasmanda iki kez kazandıkları tek takım 1964-65'te Southampton'dı. Fulham çeyrek finallerin bahtsız takımı, 1957-58 ile 2001-02 yılları arasında oynadığı son dört maçta da elendi. Palace ise çeyrek finallerin takımı, Crystal Palace, son beş Federasyon Kupası çeyrek final maçının dördünde üst tura çıkarken, bu seride yalnızca 2018-19 sezonunda Watford karşısında yenilgi aldı.

Ev sahibi Fulham 50 seneden sonra ilk kez yarı finale çıkma umudunda, 4-2-3-1 dizilişinde, kalede Leno, savunmada Castagne, Andersen, Bassey, Robinson, orta sahada Berge, Lukic, ileri uçta Pereira, Iwobi, Willian, önlerinde golcüleri Muniz. Misafir Palace 3-4-2-1........

© Birgün