Barışa ihtiyacımız var, her zamankinden çok!
1 Eylül dünya barış günü bu yıl savaşların gölgesinde kalacak. Dünya savaşın tarifsiz yıkımını ve bebek, çocuk dinlemeden can kıyımını sıradan bir aksiyon filmi tefrika ediliyor gibi izlerken karşılayacağız bu sembolik günü.
Barışın savaşmamaktan çok fazlası olduğunu kavrayan çağının bir adım önünde bir liderin, Atamızın ülkemizi işgalden kurtardığı büyük zaferi kutladığımız 30 Ağustos tarihinin hemen ardından, onun en önemli emaneti olan barışa sahip çıkmak için “Yurtta sulh cihanda sulh” şiarını en yüksek sesimizle tekrar etmemiz sadece sembolik bir güne sıkışıp kalmamalı.
Bu iki çok önemli tarihin birbirine zıt olduğunu düşünenler olabilir. O gün koşullar gereği düşman olan komşumuz Yunanistan’a karşı kazanılan zafer bizim için elbette kutlanması gereken bağımsızlık günüdür. Ancak bağımsızlık uğruna yitirilen canların, ödenen bedellerin, uzun yıllar bu toprakları paylaşan halkların tüm süreç içinde yaşadığı acıların unutulması bu zaferi gölgeler. Savaşın kazanan tarafı için büyük zafer, kaybeden tarafı içinse büyük kıyım anlamına gelen bu kıymetli bağımsızlığın kazanan ve kaybeden için barındırdığı büyük acıların farkında olmak gelecekte insanlık adına, komşu ve dost halklar adına kazançtır. Atatürk ve Venizelos tarafından bu bilinçle kurulan dostluk bu nedenle tarihi ve benzersizdir. Savaşlara skor olarak bakmayan bu iki liderin tutumu bugün çevremizi kuşatan çatışmaları durdurmak, katliamlara son vermek için ilham olmalı ve çok önemli. Nükleer silahların savaşın bir tarafına “zafer” veya “bağımsızlık” değil üstünlük ve “hegemonya” getirmesi için aralıksız yarattığı vahşet, geleceği sadece kazanan ve kaybeden için değil dünyamız için de karanlığa taşıyacak.
Küresel koşulların önümüze getirdiği; savaşlar, yaşam hakkı ihlalleri, yükselen ırkçılık ve faşizm, neo liberal politikaların dayattığı derin yoksulluk ve emek sömürüsü kadar etkilerini orman yangınları, kuraklık ve balık ölümleri gibi örneklerle ağır şekilde hissettiğimiz iklim krizi de güçlü bir barış kavrayışına muhtaç. Bizim........
© Birgün
visit website