Umurlarında bile değil
İnönü Stadı’na giderken, metroda binlerce Galatasaraylı ile karşılaşıyoruz. Daha geçen haftadan ilan ettikleri şampiyonluklarını kutlamaya ve 5’nci yıldızın keyfini çıkarmaya gidiyorlar Yenikapı’ya. Helal olsun.
Başka bazı metro yolcularının aralarındaki “Eve yetişelim de bizim şampiyonluk maçını izleyelim” konuşmalarından da Fenerbahçeli olduklarını anlıyoruz. Herkes harıl harıl şampiyonluk ve kutlama telaşında. Onlara da helal olsun.
Dünyanın En Güzel Stat Yolu’nu, Dolmabahçe Sarayı önündeki ağaçlı yolu geçip stada giriyoruz. Beşiktaş taraftarı, bütün sezon yaşanan ağır hayal kırıklıklarına rağmen, en azından ligi 3’ncü sırada bitirmenin ve Avrupa bileti almanın umuduyla takıma destek vermek üzere hınca hınç dolduruyor tribünü. Şapka çıkarıyorum.
Maç öncesinde hem tribüne ve belki hem de takıma moral desteği anlamında “Gençler Basketbol Ligi Şampiyonu Beşiktaş Takımı” ile ardından “U16 Ligi Şampiyonu Beşiktaş Futbol takımı” şeref turu atıyorlar kupalarıyla. Binlerce kez helal olsun.
Yani, şu ana kadar kadar saydığım herkeste bir çaba ve bir inanç var.
İstanbul’dan 1,062 kilometre ötede yine hayati bir maç var. Trabzonspor deplasmanında oynayan ve haftaya 3’ncü sırada giren Samsunspor da işini ciddiye alıyor. Maçı uzun süre galip götürse de 2-2 bitirip, yerini sağlamlaştırıyor.
Peki ya Beşiktaş?
Hani şu “Kendi sahasında ve şu muhteşem taraftarı önünde 3 puan alsa bu haftayı Samsunspor’un üzerinde 3’ncü kapaması” işten bile olmayan Beşiktaş. Üstelik de ligin 14’ncü sırasındaki Rizespor karşısında.
Bir tek bu Beşiktaş’ın umurunda değil dünya.
Sahaya bakıyorsun “N’olucak abi? Sanki? Bitmiy zaten sezon. Bitse de gitsen evimize. Ya da menajermerimizi arayıp pazarlıklara başlasak” modundalar.
Bir tek bu Beşiktaş ciddiye almıyor hayatı.
........
© Birgün
