menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sözümüz hiç bitmeyecek!

47 3
11.04.2025

İçinde yaşadığımız ve baskılarına her gün maruz kaldığımız bu kapkara faşist rejimin bazı adımlarını değerlendirirken, sık sık kullandığımız tabirler var. Pek çoğu da ağız alışkanlığından kaynaklı.

“Yok artık. Gerçek olamaz bu!..” deriz kimi zaman.

“Bunu da mı yaptılar sonunda?..” diye sızlanırız.

Ama en çok da “Sözün bittiği yer” deriz.

Ama sözün hiç bitmediğini, bitmeyeceğini, zaten “söz biterse” her şeyin bitmiş olacağını, bizim de bittiğimizin ilânı olacağını çok iyi biliriz.

Dün sabah kalkıp da sevgili kardeşlerimiz Timur Soykan ve Murat Ağırel’in akıl almaz bir gerekçeyle, evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alındıklarını duyar duymaz, çoğumuz benzer tepkiler göstermişizdir.

Basının, bu dönem en başarılı ve üretken mensuplarından, bu iki geç arkadaşımız savcılığa ifadeye çağrılmış ve gitmeye hazırlanırlarken, ev baskınına başvurulmasının nedenleri bizce malûm.

En başta, medyaya akıllarınca gözdağı vermek ve Timur ve Murat’ın yaptıkları gibi pisliklerin, yolsuzlukların, hırsızlıkların, usulsüzlüklerin, her türlü ahlak, yasa ve demokrasi dışı faaliyetin üzerine gidilmesi çabalarını caydırmaya çalışmak. Hani şu ünlü “Aman abi, biraz frene basın. Bak, adamların şakası yok, seni de alıverirler içeri. Sırada sen varmışsın zaten. Öyle diyorlar…” muhabbetinin ateşini körüklemek.

Oysa ki, cesur ve gözünü budaktan sakınmayan, hakikat aşığı, mesleğine sıkı sıkıya bağlı ve bu ülkedeki demokrasi mücadelesinin neferi olan bizlerin, bu tür korkutma ve sindirme faaliyetinden zerre kadar etkilenmeyeceğimizi bilmezden geliyorlar. Bal gibi de bilirler aslında. Hem Timur hem de Murat, buna benzer yüzlerce belki de binlerce dosyanın peşinde koşarken, bir o........

© Birgün