“Azgın azınlık” faşizmin ta kendisi
Bırakın tek bir sloganı, tek bir alkış sesi hattâ bir ayak sesi bile duyulmadı.
Zaten o kadar az insan çıktı ki sokaklara, bazı caddeler, bazı çarşı içleri adeta “in cin top oynuyor” vaziyetindeydi.
Zaten öteki eylemlerinde, yani meydanlara akın akın koştukları kalabalık ve lüksek sesli eylemlerinde de bir tek kişinin elinde bir tane taş, bir sopa, bir silah, bir motolof kokteyli filan da görülmedi.
Yani, muktedir ve yandaşlarının, özellikle de “Yandaş Yalaka Yılışık Yalancı Yavşak Kiralık – 5Y1K medyası”nın çizmeye kalkıştıkları resimdeki gibi bir “azgınlık” söz konusu değildi..
2 Nisan Çarşamba günü yapılan tek şey, mümkün olduğu kadar az, hattâ sıfır seviyede bir ticari hareketliliği sağlamak, belki de evlerden gerekmediği takdirde çıkmadan sıfır alışveriş ile anlamlı bir mesaj vermekti. Özetle, “satın almama, para harcamama hakkını kullanmaktan” ibaret bir eylemdi.
Ve bu eylemin hedefi olan odaklarda yaptığı etkiye, muhatap siyasi kampın adeta çılgına dönmelerine bakınca, hedefin “tam onikiden vurulduğunu” gördük.
Ertesi sabahın yandaş manşetlerine bakınca, “ne olduğu” konusunda bile birbirleriyle çeliştiklerini, kendi kendilerini yalanladıklarını görüp çok eğlendik. Kimi “Yıkıcı bölücü bir eylem”den söz ederken, adeta “Lanet olsun!. Bunun hesabını soracağız sizlerden” diye sopa sallayan başlıklar attı. Kimi ise, “Etkili olamadılar, fiyaskoyla sonuçlandı” diye kendi kendini kandırmaya çalıştı.
Ama iktidarın en tepelerinden, “ayakçılarına” kadar olağanüstü seiyede bir korku, panik ve tehdit, küfür kıyamet furyasına bakınca, zaten çok başarılı bir demokratik ve sessiz başkaldırı eyleminin zaferi ortaya çıkıyordu.
Sözde Muktedir ama aslında zavallı ağızlardan biri “Azgın azınlık” diye küfrediyordu on........
© Birgün
