Beştepe krizde, Silivri çare değil
Erdoğan haftada iki ya da üç kez AKP’lilere konuşuyor. Bunlardan biri il kongresi olacak şekilde ayarlanıyor. İl kongreleri ruhsuz, mesajsız ve iddiasız geçiyor. Salonda Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını dinleyen bile yok. Konuşmasının arka fonunda mutlaka ezberlenmiş sloganlar atan gençlerin sesini duyacaksınız. Ağzından çıkan her sözcük bırakın geniş kitlelere ulaşmayı kürsünün önüne düşüyor. Çünkü ülkenin içinde bulunduğu kriz o kadar derin ve ağır ki halkta Erdoğan’ı dinleyecek mecal bile bırakmamış durumda. Üstelik ufukta çözüm de görünmüyor. Durumun farkında olan iktidarın daha rahat günler için halka verdiği tarih 2025 sonu olarak revize edilmiş.
Durumu daha iyi anlamak için birkaç rakama bakmak yeterli aslında: Tüketici kredileri, 1 trilyon 945 milyar 347 milyon 600 bin liraya ulaştı. Bireysel kredi kartları 1 trilyon 833,1 milyar TL’ye çıktı. Ticari krediler 2 trilyon 106 milyar 156 milyon 734 bin liraya olurken, kredi kartları bakiyesi 2 trilyon 340 milyar 578 milyon 377 bin liraya çıktı. Bu rakamlara bağlı olarak takipteki kredi ve kredi kartı sayısında patlama yaşandı.
Halkın çok büyük bölümü borçla yaşıyor. Çünkü geliri en temel ihtiyaçlara bile yetmez durumda. Asgari ücretli ve emeklilerin toplam nüfusun üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Aldıkları ücret ise açlık sınırının altında.
Sadece bu fotoğraf bile tek başına iktidarın cilasını dökmeyi yeter. Demokrasi ve adalet gibi temel sorunlar da eklenince dibe vurmuş bir iktidarla karşılaşırız. Büyük hazırlıkla duyurulan “terörsüz Türkiye” diye ifade edilen sürecin de iktidarın istediği rüzgârı yaratamamasının arkasında bu başarısızlık ve güven eksikliği yatıyor.
İktidarın elinde gelecek vizyonu adına anlatabileceği bir tek Suriye’de yaşanan........
© Birgün
