menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rakamların ötesinde hayatın tam ortasında

31 5
previous day

Dünden kalan o kurşun gibi yorgunlukla kalktı Ahmet. Saat daha altıyı vurmamıştı. Evin havası, bir iktisatçının "hanehalkı harcanabilir geliri" dediği o dar koridor kadar soğuktu. Kombiyi açmak, ay sonundaki bütçe disiplinini bozmak demekti; açmamak ise çocuğun sağlığından borç almaktı. Karanlıkta üstünü giyip kapıyı çekti. Servis yolunda tek bir lüksü vardı: Cam kenarı. Fabrikaya kadar geçecek o bir saatte, bilincini hayatın gerçeklerinden koparıp biraz uyuyabilmek.

Buldu da o koltuğu. Ama uyku gelmedi.

Servis, sabah trafiğinin yoğunluğunda bir kaplumbağa hızıyla ilerlerken, Ahmet’in zihni çoktan kendi "borç sarmalına" girmişti. İki gün sonra ödenmesi gereken elektrik faturası, geçen ay arkadaşından aldığı üç bin liralık borcu, ev sahibinin her kira artış döneminde bir tehdide dönüşen nezaketi... Ve mutfak. Enflasyonun en çıplak, en acımasız halinin yaşandığı o cephe: Peynirin, sütün, yağın artık birer temel ihtiyaçtan ziyade, birer "yatırım kalemine" dönüşmesi.

Yol bitmek üzereydi ama Ahmet’in kişisel resesyonu bitmiyordu. Yine de bir umut kırıntısına tutundu: "Yeni asgari ücret belki nefes aldırır." İktisat kitapları umudu bir değişken olarak görmezdi ama Ahmet için umut, cebindeki paradan daha hızlı harcanan tek şeydi.........

© Birgün