menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kürt gündemi

33 34
09.03.2025

Kamuoyu birkaç aydır yeniden pat diye gündeme getirilen, ancak, “neden, niçin ve nasıl” gündeme getirildiği açıklanmayan Kürt Sorunu ile iç içedir.

Açıklanmayan kısımlarının büyüklüğü nedeniyle girişimin barışı sağlayıp sağlamayacağı, sağlayacaksa bunun nasıl olacağı da bilinmezliğini koruyor.

Konuya açıklık getirmek amacıyla kimi önemli olguların altını çizelim.

Tarihsel gelişmelerine bakıldığında kolayca görülür ki ulus devletlerin oluşması kapitalist yoldan sanayileşmenin vazgeçilmez siyasal sürecidir.

Türklerin Cumhuriyet ile yakaladığı bu süreci Kürtler, nesnel nedenlerle kaçırdılar. Üretim yapılarının toprak ağalığı özelliği taşıması; bundan doğan hemen her konudaki “insana bağımlılık” ilişkileri; çoğu Türkiye’de olmak üzere dört ülkeye dağılmış olmaları ya da bölünmüşlükleri Kürtlerin geçmişte ulus devlete geçişlerini olanaksız kıldı. O kadar ki Lozan’da Fransız Başbakanının ısrarla Barış Anlaşmasını “Kürt temsilcisi de imzalamalı” dayatması, Kürt gruplar “kendi aralarında anlaşamadıkları için” yerine getirilemedi (Margaret Macmillan: Peacemakers, 2001, s.455)

Bu nesnel koşullar esas olarak varlığını sürdürüyor; ek olarak, kapitalizmin küresel bir nitelik kazandığı, ileri teknolojinin Yapay Zekâya uzandığı günümüzde yüz yıl öncesinin ulus devletinin yaşama geçirilmesi olanaklı değildir.

Bu durumda Türkiye Kürtlerinin iki cephede sorun çözmesi gerekiyor : diğer ülkelerdeki Kürtler ile ilişkilerine açıklık kazandırılması ve Türkiye’deki durumlarının belirlenmesi.

Bugün için A.........

© Birgün