İki Türkiye
Bugün iki Türkiye var; biri gerçekler ülkesi; öbürü de gerçeklerden tümüyle uzak olan.
Gerçekler ülkesinde doğruluk ve dürüstlük belirleyici oluyor. Gerçek dışılık kısmı da saptırmaya ve yalana yaslanıyor.
Dahası, bu ayrışma her gün biraz daha derinleşiyor; bu derinleşme ülkenin geleceğini iyice belirsizleştiriyor.
Bu ikiye bölünme gerçekte kitlesel; süreç bu hafta öne çıkan, biri çiftçi, öbürü de profesör olan iki kişi örneği ile irdeleniyor.
CHP’nin 19 Nisan’da gerçekleştirdiği görkemli Yozgat mitinginde “hakkını arayan” Abdullah Ceyhan adlı çiftçi şöyle diyor:
“Turpnan, şalgamnan devlet yönetilmez, devlet adalet ve hukukla yönetilir. Yolsuzluğa ve yoksulluğa çiftçiler olarak izin vermeyeceğiz”.
Bu sözler, tüm devlet yönetiminin gerçek niteliğini çok özlü bir biçimde özetliyor. Şöyle ki, Ceyhan, önce, devletin “ nasıl yönetilmeyeceğinin” o tarihsel dersini veriyor. Sonra, bununla da yetinmiyor; adalet ve hukuk vurgusuyla, devletin “nasıl yönetileceğini” de belirtiyor.
Kimlere mi? Devleti yönetmekte olan Saray ve çevresi ile ellerindeki her türlü olanağı, para, sanal, sözlü ve yazılı basın-yayın gücünü kullanarak yönetenleri destekleyenlere!
Bilim insanları ilginçtir. Olası bir “cımbızla alınan” eleştirisi almamak için uzunca bir alıntı yapalım.
Prof. Dr. İshak Torun bakın ne diyor?
Son yıllardaki ekonomik ve siyasi değişme Türkiye’nin kendi bölgesinde özerk dış politika izlemesine imkân tanıdı. Bu bağlamda ayrılıkçı Kürt siyaseti Türkiye’deki iki gelişmeye hizmet etti! Birincisi milliyetçi ve devletçi çizgide bir siyasal........
© Birgün
