Sinemamızın ‘auteur’leri
Sinemamızın ‘auteur’ leri kimler? Bu soruya eminin pek çok sinemacı ve sinema yazarı farklı yanıtlar verecektir. Evet, Muhsin Ertuğrul’un bir ‘auteur’ olmayıp, sinemamızın ‘ilk’lerine imza atmış bir yönetmen olduğu, 40’lı yılların ‘Geçiş Dönemi’ yönetmenlerinin de zanaat açısından sinemamızın gelişmesine katkıda bulundukları konusunda hemfikir olabiliriz, peki ilk ‘auteur’ yönetmenimiz kim? Herhalde bu konuda da anlaşmak kolay? Metin Erksan özgün kimliği ile bu sıfata en çok yakışan sinemacıdır herhalde. Sanırım Yılmaz Güney için de benzer bir ‘konsensus’ sağlayabiliriz… Peki, Lütfi Akad için ne diyeceğiz? Ya da, Atıf Yılmaz?
Sözün burasında ‘auteur’ kavramının tarihçesine değinmekte yarar var. Kavramı daha iyi tanımlayabilmek için. Fransız sinemasının öncü kuramcılarından André Bazin’in 1940’larda ortaya attığı bu kavram, yönetmenleri bir icracı/zanaat erbabı olarak gören Hollywood stüdyo sistemine karşı çıkan ve yönetmenin sinema yapıtı üzerinde mutlak egemenliğini savunur ve yönetmenin kullandığı görüntü dili, öyküsü ve kurgusu ile yapıtına damgasını bastığını söyler. Bu tez, Bazin’in kurucusu olduğu ‘Cahiers du Cinema’ dergisinde tartışmaya açılır. Truffaut’dan Chabrol’a pek çok genç yönetmen bu dergi çevresinde toplanarak, bu tezi geliştirmeye, bu doğrultuda filmler yapmaya başlarlar. Truffaut başkasının senaryosundan yapılmış bir filmin yönetmenin kişisel perspektifini/yorumunu yansıtmayacağını söyleyerek yönetmenin aynı zamanla senaryo yazarı olması gerektiği konusunda yazılar yayınlar. ‘Auteur Sineması’ tezi tüm dünyada yankılanır; Fransız Yeni Dalga yönetmenlerinin çalışmaları 70’lerin Yeni Amerikan Sinemasının, İngiliz Yeni Dalgası’nın, Alman Genç Sinemasının, Latin Amerika’da ‘Cinema Novo’ akımının ilham kaynağı olur.
Henüz ‘auteur’ teorisi ortada yokken “Metropolis”i çeken Fritz Lang, “Yurttaş Kane”i yapan Orson Welles, özgün komedileri ile Frank Capra, Britanya-ABD arasındaki serüveninde yarattığı başyapıtlarla Alfred Hitchcock, Sovyetler Birliği’nde Sergey Eisenstein benim ‘yazar sineması’ yerine ‘yaratıcı sinema’ diye tanımlamayı yeğlediğim........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein