menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bitmeyen çocukluk

29 10
27.01.2025

“Eski çağlarla kıyaslandığında tam bir Ütopya yaşanıyordu. Cehalet, hastalık, fakirlik ve korku yeryüzünden silinmişti. Savaşların kalıntıları yavaş yavaş tarihe gömülüyordu; şafakla birlikte sona eren bir kâbus gibi... Yakında savaşı bizzat deneyimlemiş insan kalmayacaktı dünyada.

İnsanlığın çalışmaları daha yapıcı alanlara kanalize edilince dünyanın çehresi değişmişti. Neredeyse kelimenin tam anlamıyla yeni bir dünya vardı artık. Eski nesillere yeterli gelen şehirler ya tekrar inşa edilmiş ya da terk edilip işlevlerini yitirdikleri için müzeye çevrilmişlerdi. Sanayi ve ticaretin işleyişinde köklü değişiklikler yaşandığı için bu şekilde pek çok şehir boşaltılmıştı bile. Üretim büyük ölçüde otomatikleşmişti. Robotların işlettiği fabrikalar ardı arkası kesilmeyen tüketim malları üretiyordu; böylece yaşam için gereken her şey neredeyse bedava olmuştu. İnsanlar artık istedikleri lükslere sahip olabilmek için çalışıyordu. Ya da hiç çalışmıyordu.

...Birkaç gün içinde insanlığın çok sayıda peygamberi kutsal statülerini yitirmişti. Gerçeğin soğuk ve acımasız ışığında, iki bin yıldır milyonları peşinden sürükleyen inanışlar, çiy damlacıkları gibi bir anda buhar oldular. Yol açtıkları tüm iyilik ve kötülükler kısa sürede tarihe gömüldü; artık insanların kalbine hitap edemez olmuşlardı. İnsanlık eski tanrılarını yitirmiş, artık yenilerine ihtiyaç duymayacak kadar da büyümüştü.” (Çocukluğun Sonu, Çev: Ekin Odabaş, İthaki Yay., İstanbul, 2015, s. 59, 61-2)

Bilim-kurgu edebiyatının muhteşem ismi Arthur C. Clark'ın Childhood's End/Çocukluğun Sonu adlı romanında, binlerce yıldır dünyanın gelişimini, daha doğrusu iktidar ve kâr hırsı yüzünden bir türlü gelişemeyişini izleyen uzaylılar, sonunda insanlarla iletişim kurup 50-60 yıl gibi bir sürede dünyayı yüzlerce yıldır hayalini kurduğumuz yeryüzü cennetine........

© Birgün


Get it on Google Play