Başarısız bir sözlük denemesi
Bazı diller tehlikede, biliyorsunuz. O dili konuşan kişilerin giderek azalması yüzünden, artık hiç kimse tarafından söylenmeyecek, bir daha hiç kimse tarafından duyulamayacak sözcükler var. Bir dilin -doğduğu andan itibaren insanı annesinin sütü gibi besleyen bir unsur olarak, herhangi bir dilin- kaybolması ihtimali çok üzücü.
Bazı dillerse tehlikeli, biliyorsunuz. Örneğin Kürtçe, dünyanın en tehlikeli dillerinden biri, hatta belki birincisidir! Gerçi dünyanın bundan haberi yok, sadece Türk milliyetçileri biliyor konuyu. Bu yüzden ellerinden geleni yapıyorlar; sokakta yürürken iki lafın belini Türkçe değil de Kürtçe kıran birilerini mi duydular, anında polis marifetiyle tehlikeyi bertaraf ediyorlar. Parkta, okulda, fabrikada, artık her yerde böyle. Bırakın Kürtçe konuşmayı ya da Kürtçe müzik dinlemeyi, artık Kürtçe ıslık bile çalınamıyor!
∗∗∗
Yeryüzünde Klingonca konuşan çok az kişi var. Atılgan uzay gemisinin yolculukları (Star Trek serisi) sayesinde tanıdığımız Klingon halkının dilinde okuyup yazabilenlerin sayısı daha da az olsa gerek. Bildiğim kadarıyla şimdiye dek bu konuda Marc Okrand’ın 1992 tarihli Klingonca-İngilizce sözlüğü dışında yayın da yapılmadı. Bu kültürel eksiklikte Klingon’un dünyadan çok uzakta olması mı, yoksa gerçek olmaması mı daha büyük bir etkendir, bilinmiyor.
‘Uzay vatan’ diye ucube bir kavram icat eden bir ülkenin endişeli yurttaşı olarak, dedim ki, “Türkler Klingonlarla karşılaşsa, birlikte yaşamak, hatta belki aynı gemiyle yolculuk etmek zorunda olsalar, ne yaparlardı acep?”
Gemiyi delik deşik ettikten sonra “Hepimiz aynı gemideyiz” lafını ağzına dolayan bu toplumsal kesimin, karşıdakini anlamak için değilse bile anlaşılmak için bir sözlüğe ihtiyaç duyacağı kesin. Bu yüzden, çektim önüme Marc Okrand’ın........
© Birgün
visit website