menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Karnavalesk noir ve efsanevi intikam

17 6
11.01.2025

Her kavramın bir tarihi vardır; karnavalın da. Geleneksel kültürlerde halkın eğlencesi olarak başlayan karnavallar, otoriteye karşı özgürleşme ve kural ihlallerine kahkahalar atma alanlarıydı. Ancak bu alanların her zaman karanlık bir yanı da oldu. Grotesk imgelerin, deforme bedenlerin sergilendiği bu dünyalar, Umberto Eco’nun Çirkinliğin Tarihi kitabında işaret ettiği gibi kutsal inançların parodileri ve müstehcenlikle doludur. Mihail Bakhtin’in ‘karnavalesk’ kavramını geliştirdiği Rabelais ve Dünyası kitabı da bu çerçevede okunabilir. Guillermo del Toro’nun Kabus Sokağı filmi, bu uğursuz karnaval ruhunu sinematik bir dehşetle sunuyor. William Lindsay Gresham’ın 1946 tarihli romanına dayanan film, daha önce 1947’de Edmund Goulding tarafından uyarlandı.

Del Toro’nun Fox Searchlight desteğiyle 2021’de çektiği bu yeni versiyon, onun Suyun Sesi (The Shape of the Water, 2017) ve Pan’ın Labirenti (Pan’s Labyrinth, 2006) gibi önceki işlerinin etkisini taşıyor. Güçlü oyuncu performansları, kusursuz yapım tasarımı ve güçlü temalar ve dikkat çekici karakter gelişimleriyle şekillenen bu film, Stan’in (Bradley Cooper) karnavalda başlayıp büyük bir dolandırıcıya dönüşerek sona eren karanlık hikâyesini işliyor. Filmin her perdesi giderek daha da karanlıklaşıyor; öyle ki finalde kimin sağ çıkacağını ancak son sahnelerde anlayabiliyoruz. Stan’in hikâyesi, insan ve ‘ucube’ olmanın sınırlarını sorgularken, kader, özgür irade ve yanlış seçimlerle yoğrulmuş........

© Birgün