menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir çocuk, bir katil ve vahşet

133 36
27.05.2025

İstanbul’da 12 yaşındaki mülteci bir kız çocuğu katledildi. Artık ölümün, vahşetin sıradanlaştığı ülkede birkaç gün içinde unutuldu. Suriyeli Meryem’in öldürülmesiyle ilgili iddianame tamamlandı. Oradaki bilgilerle anlatalım.

Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan yüzbinlerce aileden biriydiler. Uzun süre kamplarda yaşadılar. Savaştan kaçtıklarında Meryem henüz bebekti. Kendi ülkesini hiç hatırlamayan bütün anıları, mültecilik, yoksulluk, dışlanmışlıkla dolu olan bir çocuktu.

Annesi, babası ve kardeşi ile İstanbul Bağcılar’daki yoksul bir mahallenin, en fakir köşesindeki bir apartmanın zemin katındaki eve yerleşmişlerdi. Burası Suriyelilerin yaşadığı bir gettoya dönüşmüştü. Küçük erkek kardeşi A. burada dünyaya gelmişti. Babası bir süre Türkiye’de çalıştıktan sonra yurt dışına iş bulmak için gitmişti. Annesi tekstil atölyelerinde çalışırken Meryem, 6 yaşındaki kardeşi A.’ya bakıyordu. Hiç okula gitmemişti. 13 yaşındaki ağabeyi M. ise ara sıra atölyelerde çalışıp eve para getirmeye başlamıştı. Yurt dışındaki ailenin babasından çok az para geliyordu. 48 yaşındaki anne, bu yoksulluk içinde Meryem’in problemli olan dişlerini yaptırmak için para biriktirmişti.

Anne, 13 Ocak 2025 günü sabah 07.30’da uyandı. Sobayı yaktı. Çocuklarına kahvaltı hazırladı, birlikte kahvaltı yaptılar. Göç idaresine gidip oturum izinlerini yenilemesi gerekiyordu ve bunun için işten izin almıştı. Saat 11.00’de 13 yaşındaki oğlu M.’yi yanına alarak evden çıktı. Otobüslere ve metrobüse binerek Esenyurt Kıraç’taki Göç İdaresi’ne gittiler. Burada saatlerce beklediler ve memurlar Ramazan’dan sonra gelmesini söyledi. Saat 16.45 sıralarında, akşam çökerken yorgun argın evlerine dönmüşlerdi. Anne, evin ışıklarının yanmadığını görünce endişelenmişti. M. kapıyı tekmeledi ama açan olmadı. Anne “Oğlum bekle bende anahtar. Belki komşulara gitmişlerdir” dedi.

Kilitli olmayan, çekerek kapatılmış kapıyı anahtar ile açtı. Tam karşısında 6 yaşındaki oğlu A. yerde yatıyordu. Başı kan içindeydi. A., annesini görünce ağlamaya başladı. “İki kişi geldi, bizi dövdüler” dedi. 13 yaşındaki M. bu sırada diğer odaya doğru koşmuştu. Anne, oğlunun “Meryem, Meryem” diye defalarca bağırdığını duydu. A.’yı kucağından indirip odaya doğru koştu. Meryem odadaki yatağın yanında yerde hareketsiz yatıyordu. Üzerinde sabah giydiği pembe renkli kazak ve kot pantolonu vardı, başının etrafındaki kan birikintisini gören anne, çığlık attı. Kızını kucaklayıp sobanın olduğu odaya taşıdı, halının üzerine yatırdı. Defalarca “Meryem” diye bağırdı ama kızı halen hareketsizdi. Annenin çığlıklarını duyan komşular eve geldi. Meryem ölmüştü. Hemen polise haber verdiler. Polis ekipleri ve ambulans geldi.

Evde inceleme yapan polisler, cinayeti çözmeye çalışıyordu. Meryem’in bulunduğu odada kan izi ve doku parçaları olan bir kaldırım taşı vardı. Bu taşla başına........

© Birgün