menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ayşe Barım vakası: Delilsiz, mantıksız 30 yıl

146 35
04.05.2025

Gezi Davası, Türkiye’de adaletin tabutuna çakılan son çivi oldu. Hiçbir delil olmadan komplo teorileriyle ceza yağdırıldı. Saray yargısının bununla yetinmeyeceğinin işareti ise menajer Ayşe Barım Vakası oldu. Geçmişte Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi Gezi Davası, iktidarın hedef aldığı herkesi içine atacağı bir çuvala dönüştürülecekti.

Dizi sektöründe tekelleşmekle suçlanan Ayşe Barım, gözaltındayken Gezi sanığı yapıldı. Apolitik bir kişilik olan Ayşe Barım, Gezi eylemlerini organize etmekten 27 Ocak 2025’te tutuklandı.

Sağlık sorunları nedeniyle Silivri Cezaevi’nde fenalaşan Ayşe Barım hakkındaki iddianame tutuklanmasından üç ay sonra tamamlandı.

Önce iddianamede akıl ve mantık dışında nelerin olmadığını sıralayalım.

Ayşe Barım hakkındaki temel suçlama şu: Menajerliğini yaptığı oyunculara Gezi eylemlerine katılmaları için talimat verdi. Yani bu oyuncuların iradeleri yok ve menajerleri ne derse onu yapan robot gibiler. Savcılık Türkiye’nin en ünlü oyuncularını adliyeye çağırarak ifadelerini aldı. Hatta bazı oyuncular hakkında yalancı tanıklıktan soruşturma açıldı. İfade veren oyuncuların tamamı, Ayşe Barım’ın kendilerine bir talimat vermediğini kendi özgür iradeleriyle Gezi Parkı’na gittiklerini söyledi.

Ve…

Suçlamanın en temel iddiasını çürüten, davayı baştan çökerten bu ifadeler iddianameye konulmadı. Oysa iddianamelerde şüphelinin lehine olan delillerin de yer alması hukuki bir zorunluluk.

İddianamede delil ve hukuk dışındaki ikinci en büyük eksiklik ise Ayşe Barım’ın gözaltındayken linç edildiği absürt yalanlar.

Yandaş medyada Ayşe Barım’ın Belçika’nın Gent şehrinde 2017 referandumunun yapılmaması için darbe toplantısına katıldığı iddia edildi. Sayfa sayfa Ayşe Barım’ın “Evimde hepsinin kaseti var siz rahat olur. Gezi’de ne yaptıysam şimdi daha iyisini yapacağım, elleri mahkum” dediği yazıldı. İddianamede bu iddialar da yok. Zaten Ayşe Barım’ın o dönem Belçika’ya hiç gitmediği ortaya çıkmıştı. Bunları yazanlar hesap verecek mi? Tabii ki hayır.

Bir de…

171 sayfalık iddianamenin ilk 100 sayfasında Ayşe Barım’a yönelik bir suçlama yok. Yani iddianame 30 yıl hapis istenecek suçlamaya yakışacak kadar kalın olması için şişirilmiş. Uzun uzun Gezi olaylarının dış güçlere, etki ajanlarına, nüfuz casuslarına bağlandığı, delilsiz, saçma sapan komplo teorileri ile sayfalar doldurulmuş. Kısaca özetlemek gerekirse; savcı, ajanların düğmeye bastığına ve milyonlarca insanın 80 şehirde sokağa çıktığına inanmamızı istiyor. Savcı hızını alamıyor, Mi Minör isimli bir tiyatro oyununun Gezi Direnişi’ni yarattığını iddia ediyor.

Savcı, suç uydurmak için hafıza kaybı rolünü oynamak zorunda. Bunun için toplum hafızasını silecek kudrette senaryoyu yazıyor.

İstanbul’un göbeğindeki tek yeşil alan Gezi Parkı’na AVM yapıp ranttan büyük vurgun yapılacağını SİL.

Gezi öncesinde doğanın, kentin rant için yok edilmesine karşı toplumda oluşan tepkiyi SİL.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucularına ‘İki ayyaş’ denildiğini SİL.

Siyasal İslam’ın insanların yaşam biçimlerine saldırılarını SİL.

ÖSYM sorularının AKP-FETÖ ortaklığında çalındığı adaletsiz düzeni, yolsuzlukları SİL.

Ergenekon, Balyoz kumpaslarını, kozmik oda operasyonlarını SİL.

Gezi Direnişi’nde polisin gaz kapsülleri, kurşunlarıyla ölen gençleri, ağır yaralananları, sakat kalanları, biber gazına boğulanları SİL.

Tüm toplum hafızası silinsin mi? SİL.

Yerine dış güçleri, etki ajanlarını, nüfuz casuslarını YÜKLE.

Böylesi bir saçmalıkta devam ediyor iddianame.

Onlarca sayfa Osman Kavala, Çiğdem Mater ve Memet Ali Alabora hakkındaki ipe sapa gelmez, delilsiz, saçma iddialar anlatılıyor. Maksat; iddianame kalın görünsün.

İddianamenin geri kalan 71 sayfası da sürekli tekrarlar, geçmiş Gezi Davası’nın alakasız alıntıları, suçlamayla ilgisiz sosyal medya paylaşımları, gereksiz bilgilerle doldurulmuş. Aslında 30 yıl istenen iddianamede 30 sayfalık suç delili iddiası bile yok.

Üstelik…

İddianame Google aramalarıyla yazılmış, bol bol yandaş sitelerin ekran görüntüleri serpiştirilmiş, bir tutam suç çıkartılamayan HTS kayıtları katılmış. Bolca niyet okumayla pişirilmiş.

Henüz Ayşe Barım’a yönelik suçlamalara gelmeden, 64. sayfada menajerlik şirketinin internet sayfasına giriş yapılıyor. Ayşe Barım’ın sahibi olduğu ID İletişim Danışmanlık Şirketi’nin internet sayfasının ekran görüntüleri diziliyor. Ve şu tespit yapılıyor:

“İd başlığı altında yazılı ve görsel basında çokça yer alan 58 oyuncunun, id studio başlığı altında ise yaş olarak daha genç, yardımcı oyuncu olarak nitelendirilebilecek 10 kişinin olduğu…”

Tüm oyuncuların isimleri sıralanıyor. Kimler yok ki:

Ali Atay, Bergüzar Korel, Birce Akay, Bülent İnal, Ceyda Düvenci, Halit Ergenç, Hazal Kaya, Hümeyra,........

© Birgün