Fay hatlarıyla inatlaşmak
Tecrübeyle öğrenmek, hemen tüm kültürlerde, okumanın karşıtı değil, ona eşlik eden bir deneyim olarak kabul edilir. Bu coğrafyada belki de yüzyıllardır duyulan, “Bir musibet bin nasihatten iyidir” ya da “Her şerde bir hayır vardır” söylemleri tam da tecrübenin önemine işaret eden ortak bir kültürel kabul gibidir. Elbette ‘musibet’ tercih edilen değil ama doğrudan ders alınan bir öğreticidir.
Modern bilimlerin henüz inşa edilmediği yüzyıllar boyunca özellikle doğal afetlere karşı, toplulukların hayata tutunma biçimleri doğrudan/dolaylı tecrübelerle mümkün olabilmiştir. Konut ve yerleşme tercihleri de büyük ölçüde deprem, çığ, sel gibi yıkıcı tecrübeler dikkate alınarak oluşmuştur. Hemen tüm yerleşme-konut deneyimlerinde önceki ‘musibetler’in yıkıcılığına tanıklık etmenin etkileri vardır.
Tuhaf ama üzerinde bulunduğu fay hatlarının ayrıntılı bir haritasına sahip olduğu halde Türkiye, deprem tecrübesinden neredeyse hiç öğrenmemiş bir ülkedir. Evet, bir deprem coğrafyası olarak türlü musibetlerin mekânı olmuştur ama yine de deprem tecrübesinden öğrendiğini gösteren pratikler son derece sınırlıdır. Hatta fay hatlarıyla inatlaştığını söylemek çok daha doğru olur. Hemen tüm depremlere rağmen kamunun konut ve şehirleşme-yerleşme pratikleri bunu doğrulayan onlarca örnekle doludur.
***
Sadece yakın tarihimize........
© Birgün
