menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aleviler, devletler ve Suriye

19 11
19.03.2025

Suriye’de yeni rejimin Alevilere karşı pervasızca gerçekleştirdiği katliam, şimdiye kadar ki kitlesel kıyım deneyimleriyle genellikle benzerdir ve devletlerin, ‘hesap sorulamaz’ algı ve rahatlığının izlerini taşımaktadır. Ama hayatlarına kıyılan Aleviler bakımından genellikle görmezden gelinen bambaşka bir sosyolojik boyutu bulunmaktadır.

Aleviler, inanç sistemleri bakımından şiddete mesafeli topluluklardır. Sadece insana değil, bir can’a kıymayı en büyük azap olarak kabul eden bir gelenekten gelmektedirler. Dolayısıyla silahlı orduları ve eylemleri yoktur. Alevilerin, yok etmek için strateji geliştirdiği ‘düşman’ grupları da yoktur. Esasen bir toplumsal grubu baskı altına almak gibi deneyimlere ve ‘devlet’ olgusuna da mesafelidirler. Ama Alevileri sürekli ve sistemli olarak ‘düşman’ kategorisinde tanımlayan ve siyasal deneyimleri içinde buna özel bir alan açandevletler hep oldu.

∗∗∗

Osmanlı devleti onlardan biriydi ve arşivlerin de gösterdiği gibi ‘Alevilerin tasfiyesi için özel bir mesai harcamıştı. Her şeyden önce Alevileri tanımlama biçimi, düşmanlık halinin bir tür işareti gibiydi. Aleviler, “medeniyet, maişet, muaşeret ve insaniyetin ne demek olduğunu bilmezler. Adeta Afrika’nın vahşi ilkel kavimleri andırır çırılçıplak ot kökü ve meşe palamudu ile geçinir, görünüşte insan........

© Birgün