Nihai kırılma
E. İmamoğlu’nun 18 Mart 2024 günü diplomasının iptal edilmesi ve hemen ertesi gün gözaltına alınmasıyla Türkiye bir kırılmaya doğru ilerlemeye başladı. 19 Mart akşamüzeri başlayan “muhalif direniş dalgası” 29 Mart Cumartesi günü Maltepe’de gerçekleştirilen büyük buluşma ile politik gerilimi daha da artırdı.
Muhalefet, önce saldırının ana hedefi olan Saraçhane’yi korudu ve ele geçirilmesini önledi. Özgür Özel’in günlerce belediye binasından çıkmaması tam anlamıyla liderin ateş hattına, ön saflara gelmesine benziyordu. Saraçhane’nin düşmemesi insanlara umut aşıladı. Her gün İstanbul’un değişik noktalarından Saraçhane’ye doğru yola çıkanların çoğunluğunun gece yarısından sonra biber gazı, cop, gözaltı şiddeti altında bile olsa evlerine dönebilmeleri cesaretlerini daha da artırdı. 23 Mart Pazar günü sandıklara atılan 16 milyona yakın oy ve Saraçhane’nin “şimdilik de olsa” ele geçirilemeyeceğinin anlaşılması Saraçhane Savunması ile yetinilmemesi gerektiğini gösterdi.
Saraçhane’yi güvenlik altına alan muhalefet 16 milyon oyla aslında sandığından çok daha güçlü olduğunu fark etti. Bu gücü gözleriyle görmek ve göstermek için de insanları Maltepe’ye çağırdı. Maltepe’de liderliğini CHP’nin üstlendiği bir blok/cephe doğdu. Muhalefet cephesinin bir ana gövdesinin olması (CHP) ve bu gövdeye eklemlenen çok renkliliği (gökkuşağı) en güçlü yanı. Biz hepimiziz ve sen teksin; farklılıklarımız olsa da, hepimizin ortak hedefi “tek adam rejimi”nden kurtulmak. Hedefte ortaklaşmak düşmanlaştırmaktan çok farklı bir politik strateji ve şimdiye kadar çok başarılı oldu. Başarıyı gördükçe de muhalefetin özgüveni artıyor.
Maltepe, saldırının durdurulduğu bir sınır oldu. Sınırda biriken muazzam güç, kazandığı moral ile soluklanmadan imza kampanyası ile direnişi sınırdan yüzeye doğru yaymaya başlıyor. Muhalefet ve direniş aynı anda, aynı yerden; aynı anda, her yere doğru yayılacağa benziyor.
***
Boykot kampanyası “Ben tek başıma ne yapabilirim ki”den “Şu ürünü satın almamam da politik bir........
© Birgün
