menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dinsiz imansıza karşı

28 14
17.03.2025

Çoğu insanın aklında bir soru var yanıtlamakta zorlandığı. Nasıl oluyor da Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizi her geçen gün daha da derinleşir, açlar ordusu her geçen gün biraz daha büyürken, iktidar hala anketlerde 0-50 bandında oy alabiliyor?

İktidarın “şiddet kullanma becerisi”, medya gücü, yanlış bilgi bombardımanı, eğitimden eğlenceye, spordan dizilere kadar bir ideolojinin biteviye zihinlere boca edilmesinin rıza imalatına etkisi büyük elbette.

Ama açlık da ortada apaçık duruyor. Nüfusun neredeyse ’i öyle ya da böyle, az ya da çok “beslenme, iş, eğitim, sağlık, barınma, güvenlik krizi ve gelecek belirsizliği” içinde hayatta kalmaya çalışıyor.

İnsanlar, bu denli olumsuz koşullar altında yaşarken, nasıl oluyor da yalan olduğu apaçık olan haber, bilgi ve olaylara yine de inanmaya devam ediyorlar. Gerçeklik kafalarına balyoz gibi vurduğunda bile inançlarından vazgeçemiyorlar?

Akılsız, eğitimsiz oldukları için değil. Maalesef en aklı başında görünenlerin bile hastaların ve yakınlarının damgalanmalarına, ayrımcılığa maruz kalmalarına neden olacağını umursamadan “toplum şizofren oldu” gibi abuklamaları da bu durumu açıklamıyor.

Toplumlar hastalanmaz. Dahası topluma hasta gözüyle bakmak toplumu tedavi arayışına iter. İçindeki mikropların, hastalığa neden olan etkenlerin tedavi edilmesi, toplumun temizlenmesi gibi niyetler ırkçılığa, faşizme davet çıkarmaktan öte anlam taşımaz. Naziler “toplumlarını” Yahudi “mikrobundan” temizleyeceklerini, 12 Eylül darbecileri de “toplumu iyileştireceklerini” iddia ediyorlardı. Nasıl tedavi ettiklerini biliyoruz, değil mi?

İnsanların inançlarını ihtiyaçları belirler. İnançlarımız........

© Birgün